1933 YILI TERMAL'İN BAHÇIVANI PANDELİ
1929 yılında Atatürk’ün isteği üzerine Termal Kaplıcalarında görev yapmaya başlayan Pandelli Roketas'ı görüyorsunuz.Termal Kaplıcalarını cennetten bir köşe yapmayı başaran Termal'in unutulmayan isimlerinden biri 'Başbahçevan' Pandelli Roketas’tır.
1929 yılında Atatürk’ün isteği üzerine Termal Kaplıcalarında görev yapmaya başlayan Pandelli Roketas'ı görüyorsunuz.Termal Kaplıcalarını cennetten bir köşe yapmayı başaran Termal'in unutulmayan isimlerinden biri 'Başbahçevan' Pandelli Roketas’tır.
Pandelli, 1878 yılında, İstanbul- Üsküdar'da doğmuştur. Çocukluğu, saray bahçıvanlığı yapan dedesinin yanında geçti.Osmanlı ordusu saflarında askerlik yaptı; İngiliz uçaklarından atılan bir bomba ile ayağından yaralandı.Askerlikten sonra, Seyrisefain İşletmesi’nin Topkapı Bahçesi’nde çalışmaya başladı. Termal Kaplıcalarında 40 yıl süre ile Bahçıvanlık yapan Pandelli Usta 1969 yılında yaşamını kaybetti. Pandelli usta, Cumhuriyet öncesinde Vahdeddin döneminde sarayda bahçıvanlık yapan babasının yanında yetişmişti.
Cumhuriyetin kurulması ile birlikte, Pandelli Roketas, Atatürk tarafından beğenilip, Termal'de görevlendirilmişti. Pandelli, 1929-1969 yılları arasında 40 yıl boyunca, Termal'in park ve bahçeleriyle uğraşmıştı.Okuma yazma bilmeyen, imza yerine mühür kullanan ustanın çiçeklere 'çocuklarım' diye hitap ettiği biliniyor.
Termal'de doğan ve Termal Otel'de 25 yıl süre ile görev yapan. Aydın Akan, Pandelli Usta'nın Arnavutça ve Rumca bildiğini Yalova’ya ilk geldiğinde Türkçe bilmediği için şüpheli görülüp, Muhafız Komutanı İsmail Tekçe tarafından karakolda sorgulandığını vurguluyor. Pandelli Usta, 40 yıl boyunca, Termal’in park ve bahçeleriyle uğraşmış. Okuma yazma bilmeyen, imza yerine mühür kullanan ustanın çiçeklere "çocuklarım" dediği hálá anılarda. 1969 yılında ölümünden kısa süre önce hasta yatağında ziyaretine gelenlere çiçeklerine ve ağaçlarına kimin bakacağını sorar, dert yanarmış.Elleri nasırlı olmayanı işe almayan Pandelli Usta’nın "Doğa aşk ister", "Bahçenin yenisi güzel olmaz" sözleri Termal’de hafızalardan silinmemiş.
Araştırmacı Yazar Ahmet Akyol ise Pandeli'yi şöyle anlatıyor.
Termal’in gelişmesinde ve Yalova’da çiçekçiliğin bu güne gelmesinde en büyük pay, Termal’de tam 40 yıl çalışan Pandelli Usta ve onun yanında çalışanlar sayesindedir. Pandelli’nin, Atatürk’le ilgili olarak anlattıklarından bazıları şunlardır :
“... Atatürk beni Termal’e aldırdı. Geldiğimde Termal, domuz yatağı idi. Atatürk sık sık gelir, sigara paketinin arkasına bahçenin planlarını kendi eliyle çizer, hangi ağacın nereye geleceğini işaret ederek gösterirdi.Atatürk, ağaca ve çiçeğe çok meraklıydı. Kışın bile gelir, ormanı dolaşırdı. Buranın tabiat güzelliğine aşıktı. Bütün çiçekleri severdi. Hatta kır çiçeklerini toplar ve yakasına papatya takardı.Köylülerle, işçilerle ve askerlerle halkın geçimini ve idarenin gidişini konuşmaktan hoşlanırdı. Dert dinlemekten ve herkese faydalı olmaktan zevk alır, her işi kendi gözü ile görürdü. Kibir diye bir şey bilmezdi. İnandığı işlerde emirlerini açık ve kati idi. Gönül almasını, teşvik etmesini, takdir etmesini bilirdi.
Termal Oteli’nin karşısında her günün tarihini taze çiçeklerle yazardım. Elimizde çiçekle yetiştirilmiş bir ayın rakam ve harf saksıları vardı. O ayın harflerini ve günün rakamını ve saksılar da toprak içinde kaldığı için ay ve gün sayısı, o gün saksılarla aynı yere sabah gömdüğümüz ve saksılar da toprak içinde kaldığı için ay ve gün sayısı, o gün yerden bitmiş gibi görünürdü.Termal’e bahçe mimarları el sürmedi. Ne görülüyorsa, Atatürk’ün emriyle biz yaptık. Bugün, Atatürk Çiçeği diye bilinen bir çiçek vardır. Hani ecnebilerin Ponsetya dedikleri.. Yılbaşında kırmızı kırmızı açan çiçek... İşte onu da Atatürk çok severdi. Ben de burada bu çiçekten bol bol yetiştirdim. Ve adını Atatürk Çiçeği koydum. Bu hareket onun çok hoşuna gitti.
Atatürk kapalı alanları, kapalı yerleri sevmezdi. Girerken camekanlı bir sera vardır. Kaloriferli olduğu için bütün çiçek fideleri burada yetişirdi. Bu seranın etrafında ağaçlar vardı. Atatürk her geldiğinde hep aynı ağacın altında oturur ve buradan emir verirdi. Bu ağaç, Atatürk öldükten sonra birden kurudu. Çok üzüldüm. Ağacı elli santim yüksek keserek kökünü sandalye yaptım. Ölümünden sonra ben de bu kuru kütük sandalyeye oturarak kendime kumanda yeri yaptım.”
Ayrıntılı bilgi için TIKLAYIN
Benzer Haberler
1985 YILI YALOVA LİSESİ ÖĞRETMENLER GÜNÜ
1987 YILI ÇINARCIK'LI MERHUM SİYASETCİLER
1912 YILINDA YALOVA TERMAL KAPLICALARI
1955 YILINDA ÇİFTLİKKÖY İŞTE BÖYLEYDİ
1929 YILINDA ATATÜRK YALOVA KAYMAKAMIYLA
1960 YILINDA ARMUTLU KÖPRÜSÜ
1980 YILINDA ÇINARCIK İSKELE MEYDANI
1970 YILINDA YALOVA CUMHURİYET CADDESİ