1966YILINDA YALOVA TARZANI CUMHURİYET MEYDANINDA
1966 Yılında Yalova Cumhuriyet Meydanında Atıyla birlikte gezerken görülüyor. Bir Süre ABD Karamürsel üssünde berber olarak çalışan ve burada dostluklarda kuran Yalova Tarzanının bu fotoğraf karesini de William L Dias tarafından çekilmiş..
1966 Yılında Yalova Cumhuriyet Meydanında Atıyla birlikte gezerken görülüyor. Bir Süre ABD Karamürsel üssünde berber olarak çalışan ve burada dostluklarda kuran Yalova Tarzanının bu fotoğraf karesini de William L Dias tarafından çekilmiş..
Yalova'nın bugünün kuşağı Yalova tarzanını tanımaz, oysa yıllar önce Yalova denilince, Kaymakam’dan sonra akla gelen önemli kişilerdendir Yalova Tarzanı. Soyadını pek kimse bilmez, zaten kimse de merak etmezdi.
O‘na sadece Tarzan denilirdi. Ama ünü sadece Türkiye’de değil, dünya çapına kadar dalga dalga yayılmıştı. 1960’lı yılların başında Karamürsel Amerikan üssünde kısa bir süre çalıştıktan sonra “ ABD’li askerlerden emir alamam” deyip buradan ayrılan Yalova Tarzanı, At arabacılığına başlayarak Yalova’da at arabasıyla yük taşımaya başlamıştı.
Faruk Kırtay'ın kaleminden Yalova Tarzanının Yaşamını Okumak için TIKLAYIN
Yalova Tarzanı Zekeriya. hep yalnız yaşadı. Son nefesine kadar hiç kimseye muhtaç olmadan, hiç kimseden hiçbir şey talep etmeden.. Hacımehmet Ovasında bir barakada açlıktan ve soğuktan öldüğünde ise cesedi 3 gün sonra bulundu. Yalova’ya 15 yaşında geldiğinde “İşte Benim Memleketim” demişti Yalova Tarzanı. Yalova’yı bağrına basmış, Yalova’da onu kucaklamıştı. Yalova’yı hep bir yar gibi sevmiş, bir ana gibi kucaklamıştı. Kim bilir belki de o yüzden hiç evlenmemişti Yalova Tarzanı…
Yalova Tarzanı Zekeriya Pehlivan…
1938 yılında Yugoslavya’da doğan ve 1950 yılında Yalova’ya tek başına gelen Zekerya Pehlivan Yalova’da berber dükkanında çalışmaya başlar. Bir süre sonra da usta bir berber olur. 1958 Yılında Çorlu’da askerlik yaparken arazi çalışmasında 3 asker arkadaşıyla birlikte toprak kaymasıyla beraber toprak altında kalır. Saatlerce toprak altında kalmasına rağmen yardıma gelen asker arkadaşları tarafından sadece kendisi yaralı olarak kurtarılır. Kayıtlara iş kazası olarak geçen bu olayda bir bacağı sakat kalır. Saatlerce toprak altında kalmasına rağmen hayata tutunması ve yaşam mücadelesi vermesi o günlerde yerel ve ulusal basında haber olur..
Amerikan Üssünde Berberlik Yapmaya Başlar ..
1960 yılında askerden geldikten sonra Yalova’ya dönen Zekeriya Pehlivan, Karamürsel Amerikan üssünde berber alınacağını öğrenince buraya başvurur. Başvurusu kabul edilir. Ancak sıra dışı yaşamı, güçlü kasları, bayıltıcı yumruklarıyla Amerikan askerlerine posta koyması, sık sık tartışmalar yaşaması nedeniyle buradan ayrılır. Buradan işten ayrılmasını o yıllarda “ABD’li Askerlerden emir almam” diyerek kestirip atmıştı.Buradan kazandığı parayla bir at ve araba alarak at arabacılığı yapmaya başlar. Ancak Amerikan üssünden ayrılmasıyla birlikte ABD üssünde yaptıkları ve yaz kış sadece tek bir gömlek giymesi, gözü kara davranışları ile birlikte önce ABD’li subay eşlerinin sonra da ABD askerleri arasında efsane olmaya başlar.
Zekeriya Pehlivan Nasıl Yalova Tarzanı Oluyor?
1960’lı yılların ortasında At Arabacılığına başlayan Zekeriya’nın tek mal varlığı işte At olmuştur. Atının yanına bir süre sonra da bir köpek alarak köpeği ve atıyla birlikte Rüstempaşa Mahallesi Yesari Asım Sokağın başında bulunan metruk bir evde yaşamaya başlar. Yalova’da at arabasıyla yük taşımaya başlayan Zekerya, gününün büyük bir bölümünü Berber Emrullah’ın Eski Bursa Caddesindeki dükkânının önünde oturarak geçirmeye başlar. Zekerya Pehlivan sadece atı ve köpeğini doyurmak için çalışırdı. O nedenle ehlikeyif davranır günün büyük bir bölümünü bakımını yapıp süslediği Atının üstüne biner Yalova Caddelerinde köpeği ile birlikte dolaşırdı. Yalova karlar altındayken, o atıyla üstü çıplak bir şekilde atın üstünde dolaşır, köpeği de ‘o’nu takip ederdi. İşte o günlerde kendisine seslenen arkadaşları "Ne o sen Tarzan mısın? diye seslendiklerinde “ Evet Yalova Tarzanıyım” demişti. Amerikalıların da Zekeriya’ya, Tarzan diye hitap etmesi ile birlikte artık 'o’nun adı Tarzan olmuştu.
Yalova Tarzanının Atı ve Köpeğinden Başka Hiçbir Şeyi Yoktu...
Zekeriya Pehlivan artık 1960’lı yılların ortasında “Yalova Tarzanı” olmuştu. Artık ona herkes "Tarzan "diye hitap ediyordu. Kendisini ilk kez 1968 yılında Berber Emrullah’ın dükkânının bitişiğinde olan Yuvam Pastanesinin sahibi olan Ünlü Basketbolcu Mehmet Okur’un dedesi Mahmut Okur’un Pastanesinde çırak olarak çalışırken tanımıştım. Tarzan, aynı zamanda rahmetli babamın yakın arkadaşlarından biriydi. Tarzan, her sabah, özenle bakımını yaptığı atına binerek, Yalova caddelerinde bir elinde dizginler, diğer eliyle bıyıklarını burmalayarak Yalova esnafına ismiyle hitap eder ve selamlaşırdı. Öğleden sonra ise sabah tur attığı atını at arabasına bağlayarak yük taşımaya başlar, kendisinin, köpeğinin ve atının yemek ihtiyacını karşılardı. Yaz kış, kısa kollu gömlekli dolaşan, kar altında denize giren, etleri pişirmeden yiyen, Atı, köpeği ve bıyığı ile ünlenen Yalova Tarzanı ile tanışmak için dünyanın öbür ucundan gelen insanlar, onunla fotoğraf çekilmek, aynı karede olmak için özel bir çaba bile sarf ederlerdi. Atına binmek için bazen kuyruklar bile oluşurdu.
Bilek Güreşinde Kimse Yenemezdi...
Yalova karlar altındayken denize girmesi ve sürekli gömlekle dolaşması, bilek güreşinde rakip tanımaması, Atıyla sokaklarda dolaşması, köpeğiyle bir insan gibi konuşması onun ününe ün katmıştı. Bir dönem Yeşilçam’ın ünlü Jönü Ediz Hun adını duyduğu Yalova Tarzanıyla tanışmak ve iddialı bir bilek güreşi yapmak için Yalova’ya geldiğinde Tarzan, Ediz Hun’u 3 saniye içinde devirmişti. Sabah saatlerinde Yalova sokaklarında adeta bir çalar saat gibiydi Tarzanın atının çıkardığı nal sesleri. Nal seslerini duyanlar dışarı çıkar, Tarzan’ı tüm sevecenliğiyle selamlardı.
Paylaşacak Sadece Sevgisi, Sigarası ve Şarabı Vardı Tarzanın…
Yalova’da seveni çoktu Tarzanın, düşmanı olduğu ise görülmemişti son nefesini verinceye kadar. Yalova ormanlarına gittiği ise hiç görülmemiştir. Herkesle paylaşacak mutlaka bir şeyleri vardı Yalova Tarzanının. Kimi zaman elinden eksik etmediği sigarasını, şarabını, anıları ve yüreğindeki insan sevgisini paylaşırdı. 17 Ağustos 1999 depremine kadar barındığı o metruk bina da depremle enkaz olmuştu. Gidecek, barınacak, atını ve köpeğini sarıp sarmalayacak bir barınağı bile yoktu…
Tarzan Öldükten 3 Gün Sonra Cesedi Bulundu...
17 Ağustos 1999 depreminden sonra Hacımehmet Ovasında bir barınak yapmıştı kendisine, Atına ve Köpeğine. Yalova Tarzanı bir süre orada yaşadı. 2001 yılının kavurucu sıcağında bir gün arkadaşından saf zeytinyağı istedi. Arkadaşı bir hafta sonra Zeytinyağını Tarzanın barakasına götürdüğünde, Yalova Tarzanının cesedini tesadüfen o barakada buldu. Atı üzgün, köpeği ise başucundaydı. Tarzan, arkasında dostluktan başka hiç bir şey geride bırakmadı. Atının açlıktan ölmemesi içinde başka birine satıldı. Satılan atın karşılığında alınan para ile de cenaze masrafları karşılanıp mezarı yapıldı.
Yalnız Yaşadı, Yalnız Öldü…
Yalova Tarzanının Atı ve Köpeği vardı. 2001 Yılında yine bir gecekonduda yaşama veda ederken, yanında sadece Atı ve Köpeği vardı. Yalnız yaşadı, son nefesine kadar. Hiç kimseye muhtaç olmadan, hiç kimseden hiçbir şey talep etmeden yaşadı Yalova Tarzanı. Şimdi arkasında bir çok dostluklar, anlatılacak bir o kadar çok öyküler bıraktı bizlere…
Seni Rahmet ve Sevgiyle Anıyoruz Yalova Tarzanı….
ABD üssünde görev yaptığı sürede İngilizce öğrenen, daha sonra da Amerikalılarla kurduğu dostluklarla İngilizcesini geliştiren Yalova Tarzanı Zekerya, günün büyük bir bölümünü fotoğrafta görülen ve şu anda Cumhuriyet caddesinde bulunan Berber Emrullah’ın küçük işyeri önünde geçirirdi.
Her sabah, özenle bakımını yaptığı atına binerek, Yalova caddelerinde bir elinde dizginler, diğer eliyle bıyıklarını burmalayarak Yalova esnafına ismiyle hitap eder ve selamlaşırdı. Öğleden sonra ise sabah tur attığı atını at arabasına bağlayarak yük taşımaya başlar, kendisinin, köpeğinin ve atının yemek ihtiyacını karşılardı.
Yalova’da seveni çoktu Tarzanın, düşmanı olduğu ise görülmemişti son nefesini verinceye kadar. Yalova ormanlarına gittiği görülmemiştir, Yalova Tarzanının. O’nu Tarzan unvanına taşıyan tek şey, kışın karların altında denize girmesi ve sıra dışı yaşam biçimiydi. Üzerinde devamlı fotoğrafta gördüğünüz kısa kollu gömlek ve kot pantolon bulunurdu.
Benzer Haberler
1985 YILI YALOVA LİSESİ ÖĞRETMENLER GÜNÜ
1987 YILI ÇINARCIK'LI MERHUM SİYASETCİLER
1912 YILINDA YALOVA TERMAL KAPLICALARI
1955 YILINDA ÇİFTLİKKÖY İŞTE BÖYLEYDİ
1929 YILINDA ATATÜRK YALOVA KAYMAKAMIYLA
1960 YILINDA ARMUTLU KÖPRÜSÜ
1980 YILINDA ÇINARCIK İSKELE MEYDANI
1970 YILINDA YALOVA CUMHURİYET CADDESİ