Ülkücü şehitler dualarla anildi.

ÜLKÜCÜ ŞEHİTLER DUALARLA ANILDI.

12 Eylül 1980 darbesinin ardından yapılan hukuksuz yargılamalarla mahkum ve şehit olan ülkücüler darbenin 41. yıl dönümünde Yalova Ülkü Ocakları’nın düzenlediği Ülkücü Şehitleri anma programında anıldı

12 Eylül 1980 darbesinin 41. Yılında , Yalova Ülkü Ocakları'nın anma programına, Ülkü Ocakları İl ve İlçe yöneticilerinin yanı sıra, Yalova il eski ocak başkanları, Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı Mustafa Deviren, MHP önceki dönem Muş belediye başkan ve milletvekili adayı Tarkan Dede, ülkücü camianın önde gelen isimleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Yalova Ülkü Ocakları'nın anma programı, Ülkü Ocakları'nın İl binasında gerçekleştirildi.

Ülkücü Şehitleri anma programında, Cennet Mekan Başbuğ Alparslan Türkeş ve Ülkücü Şehitler için Kuran-ı Kerim okutuldu ve ruhlarına dualar gönderildi. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü ve milliyetçi Türkiye ülküsü için canını ortaya koyan şehitler anılırken Yalovalı Ülkücüler duygulu anlar yaşadı.

Yalova Ülkü Ocakları Başkanı Bora TANAÇAN, Ülkü Şehitlerini anarken programa katılan Ülküdaşlarına yaptığı konuşmada, Ülkü Şehitler gibi göz kırpmadan vatan için mücadele edecek, Türklük gurur ve şuuru ile İslam ahlak ve fazileti ile donanmış nesiller yetiştirme gayretinde olduklarını belirtti.

Tanaçan, “Uzun yıllardır taşlı ve dikenli yollardan geçerek mücadelemizi bu günlere getiren başta Cennet Mekan Başbuğumuz Merhum Alparslan Türkeş olmak üzere tüm ülkücü şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Bizler onların yolunda, Başbuğumuzun işaret ettiği gibi “hepimiz birer Türk bayrağı olarak lekelenmeden,kirlenmeden,düşmeden” yolumuzda emin adımlarla ilerleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

YALOVA ÜLKÜ OCAKLARI İL BAŞKANI BORA TANAÇAN, 12 EYLÜL DARBESİNİN 41. YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE AÇIKLAMADA BULUNDU.

“12 Eylül 1980; Türk milletinin yıllarca unutamayacağı, ülkemizdeki gelişmelerin sekteye uğratıldığı, telafisi yıllar sürecek kara bir gündür” diyen Tanaçan, şunları dile getirdi: “Demokrasi ve milli iradenin hiçe sayıldığı, dış mihrakların ve Türk düşmanlarının sevindiği gündür. Türk milliyetçilerinin 1944’te tabutluklarda başlayan uğradığı zulüm, 12 Eylül 1980 ile Türk milliyetçilerini yok etme hamlesi olarak bir kez daha baş göstermiştir.

Ülkücü hareket, 12 Eylül darbesinin çilesini, vatan sevgisinin bedelini; uydurulan senaryo, tertip, düzmece belge ve yalancı şahitlerle haksız yere suçlanarak, tutuklanarak, işkenceler görerek ve idam sehpalarında ödemiştir.

Türk milliyetçiliğine düşman kişilerin öncülüğünde yapılan yargılamalar neticesinde, ülküdaşlarımızdan; Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan, Halil Esendağ, İsmet Şahin, Mustafa Pehlivanoğlu, Selçuk Duracık idam edilmiş, nice dava arkadaşlarımız çeşitli cezalara çarptırılmış ve bazıları da, yargılanma sona ermeden ilahi rahmete kavuşmuşlardır.

12 Eylül'ün darbeci zihniyetine göre devletini ve vatanını sevmenin suç olarak addedildigi dönemde, tek suçu devleti ve vatanı sevmek olan ülkücüler; bedeli ne olursa olsun vatan sevdası uğruna canlarını hiçe sayarak mücadeleye devam etmiştir. Vatan sevdalılarına reva gördükleri zindanlar ve darağacı bile ülkücüleri, yolundan, ülküsünden döndürememiştir. Ülkücü hareket, Mete Han’dan, Osman Gazi’den, Fatih'ten, Mustafa Kemal Atatürk’ten, Başbuğ Alparslan Türkeş’ten aldığı bayrağı asla yere düşürmemiştir, düşürmeyecektir.

12 Eylül, Türk milletinin milli-kültürel erozyona karşı vatan topraklarının kaybedilmemesi için diktiği fidanların acımasızca kırılma tarihidir. Ancak ülkücü hareket kanlarıyla vatan toprağını sulayarak nice ülkü fidanları yetiştirmeye devam etmiştir. Cümle alem bilsin ki her türlü iç ve dış düşmana karşı mücadelemiz son damla kana, yurdumuzun üstünde tüten en son ocak sönene kadar sürecektir. Başta cennet mekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey olmak üzere, kahpe Eylül'ün kırdığı vatan güllerini rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun."