Amerikalıların Yalova'ya Gelişi..
Amerikalıların Yalova'ya Gelişi..
Aslında bu hafta farklı bir konuya dillendirip, kamuoyunu bilgilendirmeyi düşünmüştüm. Bu konuyla ilgili bir süre daha beklemeyi tercih ettiğimden, bu köşe yazımda Yalova'da yaşayanların pek bilmediği ancak, Yalova'nın kalkınmasında bir mihenk taşı olan, 1950'li yıllarda başlayıp 1980 darbesine kadar uzanan Yalova'daki Amerikalıların varlığını anlatıp, sizleri geçmişe dönük kısa bir yolculuğa götürmek istiyorum.
Amerikalıların Yalova'ya Gelişi..
1955-1980 Yılı arası Yalova açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. 1960 Yılı başında, Karamürsel-Y alova arasında kurulan NATO üssü için yaklaşık 3 bin Amerikalı asker burada görev yapıyordu. Karamürsel Amerikan NATO üssünde görev yapan Amerikalıların önemli bir bölümü de Yalova’da yaşamayı tercih etmişti. NATO üssünde Amerikalı ABD Askerlerinin konaklayabileceği ve her türlü, barınma, yemek ihtiyacının giderilmesi için küçük prefabrik binalar da o yıllarda yapılmaya başlanmıştı.
Prefabrik konutlarda yaşamayı tercih etmeyenler ise Yalova ya da Karamürsel’de tuttukları evlerde yaşamayı benimsemişler di. Yalova, o yıllarda ABD askerlerinin tercih ettiği yerleşim yerlerinden biriydi. Yalova’da sosyal hayatın gelişmesi, Yalovalıların Köylülükten, Kasabalığa ve kentliliğe geçiş dönemi, modern yaşam tarzının benimsenmesi de işte o yıllarda başlar. İşte bu araştırmamda Amerikalıların kaldığı 1960 ve 1980 yılları arasında Yalova’da neler yaptığına, Yalova’nın yapısını nasıl değiştirdiğine ve Yalova’nın kasabalılıktan kısa bir süre içinde nasıl kentlileşme sürecinde hızla yol aldığını anlatmaya çalışacağım.
Amerikalılar Yalova ve Deprem Gerçeğini Biliyorlardı...
1950’li yılların sonunda ABD’den Yalova’ya gelen heyet 2.500 ABD’li askerin barınabileceği konutları ABD NATO üssünde yapmak için çalışmalara başlar. Deniz kenarında bulunan Karamürsel Nato üssüne yapılacak olan binalar için kolları sıvadıklarında Yalova’nın deprem bölgesi olduğunu görürler. O esnada, ABD’li askerler için özel olarak bazı müteahhitlerin de Yalova’da konut yapımına da başladığı görülür. Ancak ABD’li üst düzey komutanlarının ve ABD mühendislerinin yaptığı zemin etüd çalışmaları sonrasında Yalova’nın deprem bölgesinde olduğunu görmeleri üzerine betonarme binaların yapımından vazgeçtikleri, çok katlı binaların tehlikeli olduğu öngörülmüştü.
O yıllarda deniz kenarına prefabrik iki katlı binalar yükseliyordu. Bu tür prefabrik yapıları ilk kez görürken bunun nedenini de hiçbir zaman öğrenemiyorduk. Ancak, yaşadığımız 1999 depremi sonrasında Yalova’nın olası bir depremde büyük ölçüde yıkıma uğrayacağını ben ilk kez 17 Ağustos depremi sonrasında yaptığım araştırmalar ve takip ettiğim deprem davaları sonucunda tesadüfen öğrenmiştim. Depremde yıkılan Yazlık sitelerin davaları devam ederken elime de ilginç veri ve belgeler geçiyordu. Bu belgeleri 17 ağustos 1999 depremi sonrasında yazdığım “Prefabrikitap”ta açıkça yazmıştım.
Yalova; Yıkıma Uğrayacak En Tehlikeli Bölge İlan Edilmiş
Ülkemizde ilk kez 1945 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe giren deprem haritasında Yalova 1. Derece deprem bölgesi içerinde yer almaktadır. Bakanlar Kurulu, depremin haritasını belirledikten sonra 12 Temmuz 1945 gün 3/ 2854 kararıyla ilk deprem haritasında 1. Derece deprem bölgesi görülen Yalova’yı “Büyük Hasara Uğrayacak Bölge” ilan etmiştir. 20 Aralık 1947 yılında ise Bayındırlık Bakanlığı “ Türkiye yer sarsıntısı bölgeleri yapı yönetmenliğinde” Yalova başta olmak üzere; bucak, kasaba ve köyleri kapsayacak şekilde bu bölgeleri günümüze kadar çıkardığı ve dönem dönem yenilediği deprem haritalarında 1. Derece yıkıma uğrayacak bölge ilan etmiş ve deprem haritalarında bunu da açık bir şekilde belirtmişti.. 1945 Yılında Bakanlar Kurulunun kararı ile, büyük hasara uğrayacak bölge ilan edilen Yalova’nın yapı yönetmenliği de 1947 yılında Bayındırlık Bakanlığının genelgesi ile belirlenmiştir.
Bu genelgeye göre; Yalova da yapılacak olan binalarda aranan ve yapılması gereken koşullar açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bakanlığın yapı yönetmenliği gereği “ Yalova bölgesinde yapılacak binaların temel altında en az 10 cm. Kalınlık ve 150 doz. Tesviye betonu yapılacaktır”denilmesine rağmen, yıkılan binaların enkazlarında yapılan bilirkişi raporlarında bu yönetmenliğe uyulmadığı deprem sonrasında ortaya çıkmıştır. Bakanlık o yıllarda iki katlı binalarda dahi “ Depreme karşı koruyucu betonarme perde duvarı ve bu duvarın 20 cm. kalınlığında, 16’lık çubuk demir kullanılma zorunluluğu” getirmiştir. Ancak, deprem sonrasında yapılan araştırma sonuçlarına ve bilirkişi raporlarına göre, Yalova bölgesinde yapılan ve yıkıma neden olan binalarda, yukarıda sözü edilen deprem perdesinin yapılmadığı tespit edilmiştir.
Amerikalı Mühendislerin Yaptığı Binalar Ayakta Kaldı, Bizimkile r Yıkıldı
Amerikalı askerler için o yıllarda neden NATO Üssünde Prefabrik konut yapıldığını 17 Ağustos depremi sonrasında daha iyi anlamıştım. O yıllarda NATO üssüne yapılan binalar halen ayakta ve sapasağlam.Şu anda orada bizim Türk askerlerimiz kalıyor.Ancak hemen yanındaki Gölcük Donanma Komutanlığı ve burada bulunan lojmanların yıkıldığını, yüzlerce askerimizin enkaz altında kaldığını görürken, Yalova’dan, Karamürsel Amerikan Üssüne giden Sahil kesimindeki yazlık sitelerin büyük bir bölümünün bir kağıt gibi yıkıldığını 17 Ağustos 1999 Depreminde yıkıldığına tanık olduk Amerikalılar deprem gerçeğini bildikleri için deniz kenarına yaptıkları binaları ve lojmanları prefabrik olarak yaptılar.
Yüzlerce Yalovalı Amerikan Üssünde Çalışıyor...
Yalova ekonomisi yüzlerce ABD’li askerin Yalova ve bölgesinde yaşamayı tercih etmesiyle birlikte 1960’li yıllarda Yalova’nın imarı ve sosyal yaşamı da giderek değişmeye başlamıştır. ABD Üssünde çalışacak olanların Yalova’dan tercih ediliyordu. Yüzlerce Yalovalı 1960’lı yılların başında ABD Üssünde Garson, Bahçıvan, Barmen, Temizlikçi, bakıcı gibi hizmetli olarak işe başlamış ABD’den gelen mavi otobüslerle işe gidip gelmeye başlamışlardı.
İlk kez gördüğümüz Mavi Otobüs’e binerek birkaç kez Karamürsel’deki ABD Üssüne giderek burada yaklaşık 20 yıl Barmen olarak çalışan amcam Reşat Kırtay'ı ziyaret etmiştim. Amerikan çocukları ile Türk çocukları arasındaki farkı ilk kez orada hissetmiş ve büyük bir eziklik duymuştum. Yoğun güvenliğin olduğu o yıllarda Amerikan Üssüne girebilmek için mutlaka izin kağıdı alınması gerekiyordu. İzinsiz girebilmek asla mümkün olmuyordu.
Amerikalı Askerler Yalova’yı Tercih Ediyor.
Bir süre buralar da oturan ABD’li askerlerin sayısının artması üzerine, ABD’li askerler 1960’lı yılların başında Yalova’da ev tutarak yaşamaya başladılar. Amerikalılara özgü evler yapılmaya ve Amerikalı askerlerin el üstünde tutulmaya başlanıldığı dönem işte bu yıllar olmuştur. Ancak o dönemde Amerikan askerlerinin evlerde kullanılacak malzeme ve bina planına ilişkin projelerde büyük hassasiyet gösterdikleri ve deprem hattındaki Yalova'da istenilen standartlar sağlanmadan ev almayı reddettikleri de görülüyordu.
Evin yapımından sonuna kadar ABD’li uzman ve askerlerin gözetiminde yapılan evler projelendiriliyordu.1960’lı yılların başında Yalova’da bulunan konutların büyük bir bölümünde Bahçeli evler ve bahçe içersinde yapılmış tuvaletler yer alırdı. Benimde 1960 yılında Yalova’da doğduğum evin tuvaleti de bahçe içerisindeydi.
Yalova'da Tuvaletler Evin İçine Alınmaya Başlanıyor.
ABD’liler o yıllarda tuvaletlerin evlerinin dışında olduğunu gördüklerinde şaşırmışlardı. Bizler de bir tuvaletin bir ev içinde nasıl olabildiğine tabiî ki. O yıllarda tuvaleti içinde olan, ayrıca oda içersine özel olarak yapılmış bir merdiven konularak bir üst kata çıkılan dubleks evleri de o yıllarda ilk kez Amerikalılar sayesinde görmüştük. ABD’li askerlerin özel istekleri ile projelendirilen ve yapıldıktan sonra kiraya verilecek evlerin sayısı da giderek artıyordu.
1960'lı yılların başında, ABD’li askerlerin özel istekleri ile projelendirilen ve yapıldıktan sonra kiraya verilecek evlerin sayısı da giderek artıyordu. Öyle ki; bu evlerin o yıllarda çöpçüler tarafından parsellenmiş ve adeta minik bir çöp mafyası da oluşmuştu. Çöp toplayıcılar, başka bir birinin o bölgeden çöp toplamasına asla izin vermezler ve sık sık kavgaya tutuşurlardı. Hatta o yıllarda haftannın bir günü Yalova'da Amerikan Pazarı kurulur, Burada Amerikalıların attığı eşyalar, çöplüğü bu pazarda satılırdı.
Yalova’da Lüks Araçların Sayısı Giderek Artı yordu...
Yalova’nın doğal güzelliği ABD’li askerleri Yalova’ya çekmeye yetiyordu. Artık Amerikalıların sayısı da Yalova’da oldukça fazlaydı. Evlerinin önünde bekleyen özel araçlar ise bizim o dönemde en iyi oyuncaklarımızdan biri oluyordu. Arabayı dışarından sever ve hareket etmesini görmek için Amerikalı askerlerin yatağından kalkıp işe gitmesi için evlerinin önünde saatlerce beklerdik..Her sokak başında bir Amerikalı bulunurken, Amerikalı komşularımız vardı. Onların bizleri çağırmalarını dört gözle beklerdik.
Çünkü, Amerikan şekerleri, gazozları, sakızları, çikolataları ancak bu şekilde tadına bakabiliyorduk. İşte o yıllarda önemli bir değişime de adım atılıyordu. Amerikan üssünde çalışan Yalovalıların da o yıllarda yaşam tarzı giderek değişmeye başlamış, kendi yakınlarına dahi yabancılık çekmeye başlamışlardı. Onlar gibi konuşup, onlar gibi el-kol hareketleri yapmaya başlamışlardı.
Yalova Amerikan Bar ve Gazinoyla Tanışıyor..
ABD’li askerlerin iş bitiminde ise evlerine yakın kahvelerde içecekleri sıcak bir çay yada soğuk bir bira olabiliyordu. O dönemlerde mahalle kahvelerinde soğuk bira satmak, içmek mümkündü. Günün yorgunluğunu Yalova sahillerinde bulunan çay bahçelerinde oturarak yada gezerek atarlardı. Yalova küçük bir kasaba olmasına karşın İlk American Bar’da kuruluyordu.
Gazipaşa Caddesi en fazla rağbet gören caddeydi. O yıllarda Halk Eğitim merkezinin karşısında deniz kenarında büyük bir Amerikan Bar ve Gazinosu kurulmuştu. Amerikalılar ve torpilli Türkler burada sabahlara kadar gürültülü müzik eşliğinde dans eder ve eğlenirlerdi. Özellikle Amerikalı çocukların en fazla ilgi gördüğü yerler Yalova Fırınları olurdu.çünkü sıcak Ekmek onlar için ayrı bir önem kazanır.Sabahın erken saatlerinde Fırınların önünde sıcak simit ve ekmek kuyruğuna girerlerdi.
Amerikalılar Yalova’ya Dalga Dalga Yayılmıştı.
ABD’li askerlerin evleri genellikle Gazipaşa Caddesi ve Dere kenarında bulunan bölgedeydi. Karamürsel Caddesi, Eski Bursa Caddesi de tercih edilen yerlerdi. Ancak, belki şaşıracaksınız ama Safran Yolu Caddesinde oturan ABD’lilerin sayısı da hiç azımsanmayacak kadar fazlaydı. Evlere taşınan ABD’li askerlerin ev taşımaları bütün mahallenin ilgisini çeker hatta mahalleli ABD’lilerin eşyalarını taşımak için birbirini ezerdi. Çünkü ev taşıma; Yeni eşya görme ve hediyeler almak demekti. Yardım etmek için adeta kuyruk olurdu.
Yalova’da Amerikalıların oturması nedeniyle lüks giyim ve beyaz eşya satışları da metropol kentlerinde olmayacak kadar mağazalar yer alırdı. Bir çok kişi yeni bir ev eşyası yada giyim eşyası almak için Yalova’ya gelirdi. Şimdiki Ergun Düğün Salonunun altında bulunan o dönemlerin “Minyon” ve Gazipaşa Caddesindeki “Sefalı” Mağazası en seçkin işyerleriydi. Oralardan alışveriş yapmak herkes için önemli bir ayrıcalıktı. Beyaz eşya mağazaların sayısı da o yıllarda artış göstermiş ve Amerikalıların kullandığı Buzdolabı, Çamaşır Makineleri artık Yalovalıların da ilgi odağı olmuştu.
Buzdolapları Evin Salonunun Köşesine Konulurdu...
ABD’lilerin lüks evlerinde bulunan beyaz eşyaların ne olduğu ne amaçla kullanıldığını ilk kez 1960’lı yılların ortalarında görmüştüm. Televizyonu ise 1960’lı yılların sonunda.TRT Henüz 1964 yılında kurulmamışken, ABD’lilerin getirdiği TV’ye şaşkın şaşkın baktığımızı hiç unutamam. TRT’nin 1960’lı yılların sonuna doğru haftada birkaç gün yayın yapması bu alete ilginin giderek artmasına neden oluyordu. Bu yıllarda komşuluk ilişkileride gelişmişti. Ev ziyaretleri bile yapılıyordu. Amerikalı çocuklarla arkadaşlık yapıp, onların elindeki renkli şeker ve çikletleri çalmak en büyük eğlencemiz oluyordu.
Bir akşam ABD’li bir komşumuza gittiğimizde çok şaşırmıştım. En çok şaşırdığımda Alafranga Tuvalet olmuştu. ABD’li komşumuza ziyarete gittikten birkaç gün sonra onları davet etmenin gerektiğini rahmetli babam anlattığında, Annemin yüzünü ve bakışlarını da hiç unutamam. Babam hırsından olsa gerek ertesi günü Bir buzdolabı aldı, birkaç gün sonra da bir Televizyon. Buzdolabını evin salonuna koyduk. Dolabın üstüne de Televizyonu. Evde değerli ne kadar eşya varsa adete salonda duruyor.” İşte aynısı bizde de var”dercesine.O yıllarda ABD’li komşularımız sayesinde birkaç yeni eşya sahibi olmuştuk.
İlk Eylemimi ABD’li Askere Karşı Yapıyorum…
Henüz 10 yaşındaydım. Mahalledeki çocuklarla beraber kırmızı bir arabanın yanında durmuş aynasına ve kaç kilometre hız yaptığını görebilmek için kilometre göstergesine bakmak için camına yanaştığımızda, ABD’liyi karşımızda görmüştük. Bana tokat atıp bağırarak ve iterek arabanın yanından uzaklaştırmış ve anlamadığım sözler sarf etmişti. (Bu benim yediğim ikinci tokattı. İlk tokatımı da Turşucu Ömer'den yemiştim. Bu da ayrı bir hikaye konusu ). Bu olayın ardından ağlamaya başlamıştım.
Aşağılanmam ve azarlanmam beni çok etkilemişti. Ertesi akşam, bir inşaattan aldığım çivili tahtaları görülmeyecek şekilde ABD’li askerlerin arabaların lastiklerinin altına koyuyor, patlatıyordum. Bu oyun nedense çok hoşuma gitmişti. Ama bana artık yetmiyordu. Çünkü at tığı tokadın sıcaklığı geçmemişti. Sonrasında ise aldığım ince ve keskin bir demir parçasıyla, Karamürsel Caddesindeki O kırmızı Arabayı çizmeye başlamıştım. İşte Benim attığım ilk imzam Amerikalı askerin arabasına olmuştu...
Yalova’nın Yakın Tarihini Oluşturan Amerikalılar...
Amerikalıların Yalova’da yaşadıkları süre içinde, buralara yakından ve gönülden bağlı oldukları da bir gerçek. Yalova’ya 30-50 yıl sonra yaşadıkları yerleri torunlarına çocuklarına göstermek için gelenlerin sayısı da bir hayli fazladır. Yalova’da o yıllarda başlayan esnaflık, eğlence ve turizm sektörü de hızla gelişmiş ve nitelikli bir konuma gelmiştir.
Amerikalıların en önemli katkılarından birisi de o yıllarda Yalova’da çektikleri fotoğraflar olmuştur.yıllar sonra kurdukları web sayfalarında anılarını yayınlayan ve fotoğrafları burada sergileyen Amerikalılar böylelikle Yalova’nın yakın tarihine görsel anlamda da damgasını vurmuşlar ve Yalova açısından da görsel anlamda bir hafıza deposu oluşturmuşlardır....
AMerikalıların Yalova'da 1960 Yılındaki Yaşamları ve Tesisler
0 Yorum