Ata’nın Kentinden Ata’ya Mektup
Ata’nın Kentinden Ata’ya Mektup
18 Eylül 2007 Salı 01:00:00

Aramızdan ayrılışının 67. yılında senin kentin Yalova’dan, sana seslenmek istiyorum Ata’m. Senin kentinden sana aktaracağım güzel haberlerim ne yazık ki yok Ata’m.
Senin bir zamanlar burası “Su Şehri” olacaktır sözünün üzerinden 67 yıl geçti. Bu süre içinde senin Su Şehrinde artık pet şişeyle su satılıyor Ata’m.

Övündüğün, elma, fındık, kiraz bahçeleri de yok artık Su Şehrinde Ata’m
Hani Yeşil Yalova demiştin ya Atam!
Seni her konuda olduğu gibi yine yanlış anladık Atam!
Şimdi Yalova’da yaşayan her beş kişiden biri Yeşil kartlı Ata’m
Hani bereketli topraklar dediğin o yeşil alanların üzerine, yıllar önce kağıttan gökdelenler dikmişlerdi...

 

Sahillerine de kumdan kaleler yapmışlardı Ata’m!
Senin kentinle kumar oynadılar Ata’m
Ve ne yazık ki yine bizler kaybettik Ata’m!
Üstelik aradan geçen bunca seneye rağmen, bu kumarı kaybeden insanlarımızın sayısını dahi tespit edemedik Ata’m

 

Senin Kentinden Güzel Haberlerim Yok Ata’m!
Artık Yalova senin bıraktığın gibi değil Ata’m.
Senin Termal’deki Köşkünün tam karşısında bulunan Yaverlik köşkün vardı ya? Orası bir gecede yıkıldı! Şimdi orada senin kurduğun TBMM’nin üyeleri istirahat ediyor Ata’m.

 

Hani Termal’de ellerinle dikip, hayat suyu verdiğin o Çınar ağaçları vardı ya, onlar da çoktan kuruyup gitti. Çok önem verdiğin Termal Kaplıcaların girişine yaptırdığın Termal Otel’de yıllar önce bir şafak vakti bir gecede yıkılmıştı zaten.

 

Büyük Otel’de yıkıldı yıkılacak Ata’m.
Senin kendi paranla satın alıp, bizlere bağışladığın Millet çiftliği adını verdiğin TİGEM arazinde aylarca barındık, yemek yedik o gece vakti gelen büyük felakette Ata’m. Eğer sen, o dönemler burasını yasayla koruma altına almasaydın, buralarda da yüzlerce masum insan bina enkazlarının altında kalacaktı. İşte orada, çadır kentler kurduk, prefabrik konutlarda yaşadık uzun bir süre.

 

Ve sen orayı çıkarttığın kanunla koruma altına almasaydın, bizler senin kentinde Çadır kent kuracak yeşil alan bile bulamayacaktık Ata’m.
Ama ne yazık ki, Ata’m!
Orası da elden çıkartıldı, senin diğer kuruluşların gibi.
Sana güzel haberlerim yok Ata’m.
Öyle ki, kendi çiftliğinde, kendi paranla yaptırıp, halka bağışladığın Yürüyen Köşk’ünü bile halkın ziyaretine yıllarca kapattık Ata’m.

 

Sana da Eserlerine de Sahip Çıkamadık Ata’m
Cumhuriyetin kurulması ve demokrasinin gelişmesinde mihenk taşlarından biri olan senin kentinde, senin eserlerine, düşüncelerine sahip çıkamadık Ata’m…
Ki, sen bu kentte, Demokrasiye ve Cumhuriyete ilk adımı attığın Yalova’da; Türk Dil Kurumunu, Türk Tarih Kurumunu kurmana rağmen, bugüne kadar senin adına bir Müze dahi kuramadık Ata’m...
Ne yazık ki, ülkemden de güzel haberler veremiyorum Ata’m...
Sen ve arkadaşlarının savaşarak aldığınız bu toprakları satılığa çıkarttık Ata’m...
Senin açtığın aydınlık yol, karanlık ve yobaz güçler tarafından engellenmeye çalışılıyor Ata’m..
Senin ilkelerini ayaklar altına alanlar, zaman zamanda heykellerini parçalıyorlar
Atam ne yazık ki, bir haberci olarak sana güzel haberler vermek isterdim...
Ama dediğim gibi sana güzel haberlerim yok Ata’m!

 

Ata’m, sen başlı başına bir tarihtin...
Tarihi sizler savaşarak yazdınız...
Kimileri de,  soyduklarıyla tarih olacaklar!

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!