Atatürk, Arboretum ve Külliye…
Atatürk, Arboretum ve Külliye…
Atatürk, Arboretum ve Külliye…
1 Şubat 2015 Pazar 01:08:57
Yalova Valiliği ile Ensar Vakfı arasında imzalanan protokolle Arboretum arazisinde yapılacak kulliyede önümüzdeki yıllardan itibaren yüzlerce İmam Hatip öğrencisi son derece modern binalarda ders görecek, yine modern öğrenci yurtlarında konaklama yaparken bu arazide yapılacak olan modern Camii'de namazlarını kılarken, diğer kentlerden daha farklı bir eğitimi yaşamış olacaklar. Ancak tüm bu olanakları Büyük Önder Atatürk’ün kendi parasıyla satın aldığı ve sonrasında milletine bağışladığı arazide yaşayacaklarını da asla unutmamalıdır. Atatürk’ün bu araziyle nasıl bir ilişkisi var diyenler olacaktır şüphesiz?.Bu köşe yazımda bu gerçekleri de sizlerle paylaşacağım.
Yalova’nın Doğu ve Batı Yakasındaki Çiftlikler Atatürk Tarafından Satın Alınıyor…
Büyük Önder Atatürk Yalova’ya ilk geldiği 19 Ağustos 1929 Yılından sonra, Yalova’nın doğusundaki Millet Çiftliği (günümüzde Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü), Batısındaki Baltacı Çiftliği’ni (günümüzde Atatürk Tarım İşletmesi Müdürlüğü) bizzat kendisi satın aldı. Ve bu çiftliklerin amaçları doğrultusunda kullanılmasına bizzat nezaret etti. Atatürk, bu çiftlikleri Hindistan’dan Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında kendisine gönderdikleri paradan artan 300 Bin lirayla Rum arsa sahiplerinden satın almıştır. Atatürk, bu arazileri verimli çiftlikler haline getirmiş, ülkenin çok ihtiyacı olan tarımda ve hayvancılıkta modernleşmeyi başlatmış, köylüye örnek olmuştur. Hatta Atatürk, TİGEM İşletme ürünlerini, meyvasını, sütünü, peynirini parasını ödeterek satın almıştır.
Atatürk Yalova’daki Çiftlikleri Millete Bağışlıyor…
Atatürk, daha önce CHP'ye bırakmayı düşündüğü çiftliklerini hazineye devretmeye karar verir ve 11 Haziran 1937'de talebini Başbakanlığa bildirir. Talebi aynen şöyledir:"...Kullanma yetkim altındaki çiftlikleri, bütün tesisleri, hayvanları ve demirbaşları ile beraber, hazineye hediye ediyorum. Gereken kanuni işlemin yapılmasını dilerim." Atatürk’ün bu talebi bir gün sonra 12 Haziran'da TBMM'nde görüşmesi yapılır, Atatürk'e Meclis'in teşekkür etmesi kararı verilir. Bağışın resmi işlemleri 11 Mayıs 1938'de tamamlanır ve Atatürk tarafından imzalandıktan sonra bu çiftlikler millete bağışlanır.
Arboretum Gerçeği, Yalova ve Kulliye…
İşte söz konusu Arboretum arazisi 1984 yılına kadar Atatürk tarafından bağışlanan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tigem Genel Müdürlüğüne aittir. İddia edildiği gibi 12 Eylül 1980 öncesinde Yalova Kaymakamlığınca İmam Hatip lisesi yapımı için yer tahsis edildiği tapu kayıtları olduğu yönündeki iddialar gerçek dışıdır. Ancak, İmam Hatip lisesi yapımı için dönemin Yalova Kaymakamlığına başvuru bulunmaktadır. Kaldı ki Kaymakamlığın Bakanlığa ait bir arazide zaten böyle bir tasarrufu söz konusu değildir. Üstelik Atatürk tarafından bağışlanan bir arazinin değerlendirilmesi bırakın Kaymakamlığı, Bakanlığı, ancak ve ancak Bakanlar Kurulu kararıyla mümkündür. Örneğin,bu arazinin bir parçasının Yalova Üniversitesine tahsisi de geçtiğimiz yıllarda bilindiği gibi Bakanlar Kuruluyla gerçekleşmiştir.
Tigem Arazisinin Herhangi Bir Kuruma Tahsisi Ne Kaymakamlık, Ne Valilik ne Bakan Yetkilidir. Yetkili Kurum Sadece Bakanlar Kuruludur...
Dolayısıyla 1980 öncesinde herhangi bir resmi kurumun yada Yalova Kaymakamlığının veya Bakanlığın bu arazi içerisinde herhangi resmi bir kuruma yer tahsis etme yetkisi bulunmamaktadır. Günümüzde de bu geçerlidir. TİGEM Arazi yakın tarihte Yalova Üniversitesine devri de bakanlar kurulu kararıyla yapılmıştır. Kaldı ki, İmam Hatip lisesine tahsis edildiği yönündeki iddialara baktığımızda Bu ne Bakanlık kayıtlarında, Ne TİGEM kayıtlarında nede Tapu Müdürlüklerinde, nede Belediyede böyle bir tahsis kayıdı bulunmamaktadır. Sadece 1978 yılında Yalova Kaymakamlığa yapılan bir başvuru söz konusudur. Yapılmak istenen Kulliye, AKP’li Yalova Belediyesinin 2012 yılında sözde arap turistlere rezidans yapılacağı gerekçesiyle parsel parsel böldüğü ve sattığı arazilerin dışında, belediyenin borçlarına karşılık, Maliye, Emniyet ve Valilik hizmet binası için kamuya terk edilen yere yapılmaktadır. Tapu kayıtları araştırıldığında 1978 yılı yada sonrasında bu arazinin İmam hatip Okuluna ayrıldığına yönelik tek bir tapu yada tahsis belgesi yoktur.
Arboretum Arazisini SHP’li Belediye Başkanı Cengiz Koçal Satın Alarak Belediyeye Kazandırıyor.
82 Dönümlük Arberetum arazisi 1986 yılında o günün Yalova Belediyesinin bütçesinin %65’ini teşkil eden 550 milyon peşin para verilerek satın alınmıştır. Dönemin merhum Belediye Başkanı Cengiz Koçal, o dönemi kendisinin çıkardığı “Anılarım” adlı kitabında belgeleriyle şöyle anlatıyor.
“Belediye Başkanlığımın daha üçüncü günü idi. Tarih:1 Nisan 1984 olsa gerek. Zamanın Tarım ve Köy İşleri Bakanı Hüsnü Doğan’ın (Turgut Özal’ın yeğeni) Yalova’ya geldiği ve TİGEM’de olduğu haberi bana ulaşıyor ve ben de kendisine “hoş geldin” demek için TİGEM’e gidiyorum. Daha Belediye Başkanı olmadan önce, o zamanlar TİGEM’in tapulu arazisi olan şimdiki Arboratum’un olduğu 82 dönümlük yeri Belediyeye mal etmek gibi bir düşüncem olduğu için, bu ilk fırsatı da değerlendirmek amacıyla, konuyu da kendisine aktarmak niyetindeydim. Onun için bu ziyaretin iyi bir fırsat olduğunu düşünüyordum. Bu duygularla TİGEM’e gittim. Birkaç saat Bakanla beraber olduk. Bu arada beraber öğle yemeği yedik, yemekten sonra da Bursa’ya gitmek üzere Yalova’dan ayrılacaktı. Bu ziyarette yanımda tek bir meclis üyesi vardı. Yani kalabalık olmadığı için ve zaman açısından da oldukça rahat olduğumuz için uzun uzun konuyu anlatma ve talebimin gerekçelerini detaylı bir şekilde aktarma imkanını buldum.”
Bakanlık Arberetum Arazisini Yalova Belediyesine Satmaya Karar Verdi…
"Daha sonrasında Tarım Bakanlığı Yalova’da iki uluslar arası organizasyon düzenledi. Biri Arap ülkeleri Tarım Bakanlarından oluşan bir organizasyon, diğeri de Avrupa Birliği Tarım Bakanlarının bir toplantısı. Her ikisinde de ev sahibi Belediye Başkanı olarak, iyi ev sahipliği yapmış olsam ki; Bakanın beni sonradan gıyabımda methettiğini duydum. Bunun da Bakanın bana karşı tutumunda, olumlu etkisi olduğunu düşünüyorum. Neticede Sayın Bakan bu yerin Yalova Belediyesine verilmesine rıza gösterdi.Bakanlar Kuruluna olumlu rapor vereceğini dile getirdi. O zamanlar Turgut Özal Toplu Konut Kanununu yeni çıkarmıştı ve bu kanunun uygulanmasını çok önemsiyordu. Bu kanuna göre belediyelere kooperatif birlikleri kurmak sureti ile hazine ve kamu arazilerinin tahsisini kolaylaştırıcı ve teşvik edici maddeler koydurmuştu ve Turgut Özel bu kanunun uygulanması ve başarılı sonuçlar alması için çaba harcadığı için, birçok belediye bu toplu konut projesine sıcak bakıyor, dolayısı ile bakanlar da bu kanunun bu kolaylaştırıcı maddelerine ters düşecek bir tutum içine girmek istemiyordu.Yani kısacası bizim bu 82 dönüm arazinin Belediyeye geçmesi için Bakanın olur vermesine bu furyanın da etkisi olmuştu. Biz de bu sebepten dolayı, esas amacımızı kamufle ederek, toplu konut yapacağız diye müracaat etmiştik zaten."
Atatürk’ün Arazisi Olması Nedeniyle Çok Zorluk Çektik..
“Kanuna göre hazine arazileri ücretsiz veriliyordu. Ancak Devletin bir kurumuna ait olan tapulu yerlerde bu mümkün değildi. Tigem’in Yalova’daki arazisi de Atatürk’ün mülkü olup, ölümünden sonra Tarım Bakanlığına geçtiği için, burası hazine arazisi değil, Bakanlığın tapulu arazisi idi. İşimiz bu bakımdan daha zordu. İki kamu kuruluşu arasındaki gayrimenkul satış veya alışlarında yasal olarak olması gerek şuydu: İlk önce her iki taraf da bu satışa veya alışa rıza gösterecekti. Bu çok önemli idi. Çünkü kamu kuruluşlarından biri ister, öbürü hayır derse; mahkemeye gidilerek, hangi tarafa kalması kamu menfaati dikkate alınarak mahkemece karara bağlanıyordu."
Bizleri Defalarca Şikayet Ettiler...
"Biz zaten satın almak istiyorduk. Burada önemli olan mahkemeye gitmeden Bakanlığın da rızasını sağlamaktı. İşte bu ilk merhaleyi mahkemeye gitmeye lüzum kalmadan hallettik. Yani Bakanlık resmen bu talebimize evet dedi. Yine yasanın gereği; arazinin bedelinin karşılıklı anlaşma ile belirlenmesini, anlaşma sağlanamazsa mahkeme kararı ile bedel tespitinin yapılmasını öngörüyordu. Bu gelişmeler olurken başka bir gelişme daha oldu. Bu arazinin devri sözleri ortada dolaşırken, Bakanlığa, Başbakanlığa ve Cumhurbaşkanına şikayet dilekçeleri ulaştı. Şikayetlerin özeti şu idi: Bu arazi Atatürk’ün mirası oluğu için buralara toplu konut yapmak, Atatürk’e saygısızlık olurmuş. Bu işlem derhal durdurulmalıymış. (Oysa gerçekte biz buraya Atatürk Ağaç müzesi yapmak istiyorduk. Araziyi ucuza almak için toplu konut olarak başvuruda bulunduk.) İşte bu gelişmeler ışığında biz Belediye olarak, bu araziye 90 milyon TL bedel öngördük, Bakanlık da 550 TL milyon bedel öngördü. O zaman da Yalova Belediyesinin toplam bütçesinin bir milyar dahi olmadığını hatırlatmak isterim. Esasında Bakanlığın belirlediği rakam 550 milyon dahi o zamanki rayiç bedellere göre çok çok düşüktü. “
Baskılar ve Şikayetler Giderek Artıyordu..
“Bakana çıkarak fiyatta anlaşma sağlayamadığımızı, bu konuda yardımcı olmalarını rica ettiğimde, bana söylediği şu oldu: Bak Başkan bu konu beni aştı artık. Başbakana, Cumhurbaşkanına şikayetler yapılmış, Cumhurbaşkanı (Kenan Evren) Devlet Denetleme Kurulunu devreye sokarak müfettişler kanalı ile bu işi takip altına aldılar. Benim yapacağım bir şey yok artık.” diyerek o zamana kadar gerçekten yardımcı olan Bakan da devre dışı kalmış oldu. Bunun üzerine bu tespit edilen bedeller arasında uçurum gibi farklar olduğu için ve Bakan da devre dışı kaldığı için bedel belirleme işi mahkemeye intikal etti. Burada Bakanlıktaki üst düzey bürokratların olumsuz tavırlarının da, Bakanın tutum değiştirmesinde etkin olduğunu biliyorum. Karşılıklı mahkemeler açılmıştı. Bakanlığın 1984 yılında istediği bedel olan 550 milyon lirayı ödemeye hazır olduğumuzu bildirerek, bu parayı Ziraat bankasına yatırdık.. Nitekim 1992 yılında mahkeme bu şartlar altında bizim lehimize karar verdi. Yalova Belediye Meclis üyelerinin hepsi de artık burayı toplu konut değil, arboretum yapılacağını biliyorlardı. Ama işlemler toplu konut üzerine yürüyordu.”
Arboretum Arazisi Gerçekleri Kamuoyundan Saklandı..
"Hatta bu dava lehimize kapandığında mecliste bazı arkadaşlar bu konuyu dile getirerek, bu alanın artık resmen arboretum olarak planlanmasını talep ettiklerinde, “Aman sakın ha, dava daha temyize gidecek, öyle resmi bir meclis kararı alırsak, bunu karşı taraf bahane eder, toptan bu davanın kaybedilmesine sebep oluruz.” diyerek meclise getirilmesini önlemiştim. Hatta bu konuşmamın dahi zabıtlara geçmemesi için, o zaman kullandığımız zabıt tespiti teknolojisi olan teybi kapattırarak bu konuşmayı yapmıştım. Ayrıca o meclis toplantısının bu teybin kapalı olduğu bölümünde; bu davanın tüm safhaları bittikten ve tapuyu aldıktan sonra yapılacak arberetum plan tadilatı için tekrar resmen oylama yapılmasını, oy birliği ile karara bağlamıştık. Neticede 1994 seçimlerine az bir zaman kala bütün hukuki safhalar bitti ve tapuyu da aldık. Ondan sonra resmi plan tadilatını da yine bu sefer kayıtlara geçirerek oy birliği ile çıkarttık. Bu seferki kararda pek tabii ki teyp açık idi. Yani bu arboretum yerinin Yalova Belediyesine geçmesi için on yıla yakın bir zaman harcayarak, gerçekten birçok engeli, -bilhassa bürokratik engelleri- aşarak ve zoru başararak, emelimize ulaşmış olduk.”
Merhum Belediye Başkanımız Cengiz Koçal'ın özet anlatımlarıyla Arboretum gerçeği budur. Kendisiyle yıllar öncesinde yaptığım bu konuyla ilgili söyleşilerimin kayıtları da sitemizin arşivinde de mevcuttur
Sonuç Olarak;
İşte Arboretum’un gerçek hikayesi budur. SHP’li Belediye Başkanı Cengiz Koçal, bu araziyi çok güç koşullar altında o günün Yalova belediye bütçesinin %65 bütçesi olan 550 Milyon lira ödeyerek almıştır. Bakanlık, o yıllarda Yalova Belediyesine, arazinin rayiç değerinin 3 kat daha ucuza sattığı da unutulmamalıdır.
Bir başka ifadeyle o yıllarda Arboretumun rayiç bedeli 1650 milyondur. O günün Belediye bütçesi ise 850 Milyondur. Yani Belediye Bütçesinin iki katı. 2012 yılında satılan Arboretum arazisi 49 milyon değer biçilirken 2012 Yılı Belediye bütçesinin yarı fiyatına el değiştirmiştir. AKP’li Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal ise 2012 yılında bu araziyi 6 parsele ayırmış ve 5 parseli 49 Milyona satmıştır.,Kalan diğer büyük parseli de kamuya terk ederek, Ensar Vakfının buraya İmam Hatip Kulliyesinin yapılmasına böylelikle olanak sağlamıştır.
0 Yorum