Atatürk’ün Kentinden Atatürk’e Mektup
yalova
Yalova’ya ilk kez geldiğin 1929 yılından buyana tam 79 yıl geçti Ata’m..
Şimdi senin kentinden doğan ve yetişen biri olarak tam 79 yıl sonra sana bu mektupla, senin kentinden sana seslenmek istiyorum …
Biliyor musun Ata’m; Senin kentinden sana aktaracağım güzel haberlerim ne yazık ki yok.
Senin bir zamanlar burası “Su Şehri” olacaktır sözünün üzerinden tam 79 yıl geçti. Bu süre içinde senin Su Şehrinde artık pet şişeyle Yalova'da evlere su satılıyor...
Övündüğün, elma, fındık, kiraz bahçeleri de yok artık Su Şehrinde Ata’m
Hani Yeşil Yalova demiştin ya …
Seni her konuda olduğu gibi yine yanlış anladık…
Şimdi Yalova’da yaşayan her beş kişiden biri Yeşil Kartlı Ata’m...
Sevgili ATA’m…
Hani bereketli topraklar dediğin o yeşil alanların üzerine, yıllar önce kağıttan gökdelenler dikmişlerdi...
Sahillerine de kumdan kaleler yapmışlardı ya...
İşte bundan 9 yıl önce, senin kentinle kumar oynadılar ...
Ve ne yazık ki yine bizler kaybettik …
Üstelik aradan geçen bunca seneye rağmen, bu kumarı kaybeden insanlarımızın sayısını dahi tespit edemedik...
Sevgili ATA’m…
Senin Kentinden Güzel Haberlerim Yok Ata’m!
Artık Yalova senin bıraktığın gibi değil..
Senin Termal’deki Köşkünün tam karşısında bulunan Yaver Köşkün vardı ya?
Orası bir gecede yıkıldı!
Şimdi orada senin kurduğun TBMM’nin üyeleri istirahat ediyor Ata’m…
Hani Termal’de ellerinle dikip, can suyu verdiğin o Çınar ağacı vardı ya, senin Köşkün bahçesinde, onlar da çoktan kuruyup gitti.
Birde,senin, çok önem verdiğin Termal Kaplıcaların girişine yaptırdığın Termal Otel’de yıllar önce bir şafak vakti de bir gecede yıkılmıştı zaten…
Sevgili ATA’m…
Cumhuriyet döneminin en lüks oteli olan ve bizzat senin ellerinle açtığın ve 20 ayda tamamladığın Termal Otel’in yıkılmasının ardından, 20 yıl sonra aslına uygun olarak bir otel yaptılar Ata’m…
İşte senin 20 Ayda yaptığın ve hizmete açtığın Oteli, 10 yıldan buyana halen bitirip hizmete sokamadılar …
En önemlisi sevgili Ata’m; senin kendi ellerinle hizmete soktuğun Termal Otel’deki tarihi Vazolar, Avizeler, ünlü ressamların yaptığı resimler, senin ayağına gelen yabancı Ülke Devlet Başkanları ve Kralların sana hediye ettiği o tarihi eşyaların nerede olduğu da halen bilinmiyor…
Sevgili ATA’m…
Bir haberci olarak, sana güzel haberlerim yok Ne yazikki...
Senin kendi paranla satın alıp, bizlere bağışladığın Millet Çiftliği adını verdiğin TİGEM arazinde aylarca barındık, yemek yedik o gece vakti gelen büyük felakette .,.
Biliyormusun ATA'm, eğer sen o dönemler burasını yasayla koruma altına almasaydın, buralarda da yüzlerce masum insan bina enkazlarının altında kalacaktı.
İşte orada, çadır kentler kurduk, prefabrik konutlarda yaşadık uzun bir süre.
Ve sen orayı çıkarttığın kanunla koruma altına almasaydın, bizler senin kentinde Çadır kent kuracak yeşil alan bile bulamayacaktık …
Ama ne yazık ki, Ata’m!
Orası da elden çıkartıldı, senin diğer kuruluşların gibi.
Öyle ki, kendi çiftliğinde, kendi paranla yaptırıp, halka bağışladığın Yürüyen Köşk’ünü bile yıllarca halkın ziyaretine kapattılar Ata'm...
Tek tesellim, buranın yakın bir zamanda yeniden senin istediğin gibi halkın ziyaretine açık tutulması …
Sevgili ATA’m…
Cumhuriyetin kurulması ve demokrasinin gelişmesinde mihenk taşlarından biri olan senin kentinde, senin eserlerine, düşüncelerine sahip çıkamadık …
Ki, sen bu kentte, Demokrasiye ve Cumhuriyete ilk adımı attığın Yalova’da; Türk Dil Kurumunu, Türk Tarih Kurumunu kurmana rağmen, bugüne kadar senin adına bir Müze dahi kuramadık...
Ne yazık ki, ülkemden de güzel haberler veremiyorum Ata’m..
Sen ve arkadaşlarının savaşarak aldığınız bu toprakları satılığa çıkarttık Ata’m..
Senin açtığın aydınlık yol, bölücü ve karanlık güçler tarafından engellenmeye çalışılıyor Ata’m.
Sevgili ATA’m…
Sen Başlı Başına Bir Tarihtin...
Tarihi Sizler Savaşarak Yazdınız...
Ama Biliyorum ki, ATA’m….
Onlar, Soyduklarıyla Tarih Olacaklar...
0 Yorum