Atatürk'ün Yalova'ya İlk Gelişi
Atatürk, 19 Ağustos 1929 yılında bundan 92 yıl önce Yalova’ya geldiğinde, Yalova’da elektrik, telefon, telgraf, itfaiye ve polis teşkilâtı, hastane gibi sosyal tesisler, kurum ve kuruluşlar ya yoktu, yada son derece yetersizdi. Kent içi yollar olması gereken gibi değil; merkezi çevre il, ilçe ve köylere bağlayan yollar yok denecek gibiydi.
Atatürk, 19 Ağustos 1929 yılında bundan 92 yıl önce Yalova’ya geldiğinde, Yalova’da elektrik, telefon, telgraf, itfaiye ve polis teşkilâtı, hastane gibi sosyal tesisler, kurum ve kuruluşlar ya yoktu, yada son derece yetersizdi. Kent içi yollar olması gereken gibi değil; merkezi çevre il, ilçe ve köylere bağlayan yollar yok denecek gibiydi. Yalova o dönemler sıtmadan kırılmaytaydı. İstanbul’dan Yalova’ya işleyen vapur seferleri ise düzensizdi. Yalova, Cumhuriyetin ilk yıllarında insanların yaşamak için tercih ettikleri bir yer değildi. Kent merkezi sazlık ve bataklık olarak adeta bir sivrisinek yatağıydı.
Yalova’nın ileri gelenleri bu felakete bir çözüm bulmak amacıyla bir araya gelerek durumu Gazi Paşa’ya bildirmeye karar verirler. Gazi Paşa’nın, İstanbul’a geldiğinde Büyük Ada’ya uğradığı bilinmektedir. Onu orada görmek mümkün olacaktır.O günün sabahında, iki motor dolusu Yalovalı Büyük Ada’ya doğru yola çıkarlar. Tarih 14 Ağustos 1929’dur. Motor kaptanları Fehmi Çam ve Faik Hürman, Yalova’nın insanlarını Ada’ya salimen ulaştırır.
Saat 17.00 sularında iskeleye yanaşan Ertuğrul Yatı’nı, Adalılarla birlikte ayrı bir grup olarak karşılamaya giden Yalovalılar coşkuyla alkışlarlar Gazi Paşalarını. Yalova grubunun pırıl pırıl giyim kuşamları, Gazi Paşa’yı alkışlarken sergiledikleri candan coşkuları ile herkesin ve Gazi Paşa’nın da dikkatini çekerler. Zaten istedikleri de budur. Gazi, merak edip sordurur. Yalova’dan geldiklerini, kendisinden bir dilekleri olduğunu öğrenir. İçlerinden birini çağırır. Ne istediklerini sorar. Durum kendisine anlatılır, yardımları talep edilir. Gazi, ilk fırsatta geleceğini söyler. Bu haber Yalovalıları çok sevindirir.
Ve o gün gelmiştir. 19 Ağustos 1929 Pazartesi günü Atatürk Yalova'ya geliyor.
19 Ağustos 1929'da Ertuğrul Yatı ile İstanbul’dan hareket eden Atatürk, saat 16.00’da Yalova’ya gelmiştir. Yanında İçişleri Bakanı Şükrü Kara, Özel Kalem Müdürü Tevfik, Başyaveri Rusuhi ile yakın arkadaşlarından Kılıç Ali ve Zühtü Bey’le birlikte kalabalık bir sağlık ekibiyle Gazi Artık Yalova'dadır. Yalova iskelesini çiçeklerle gelin gibi süsleyen Yalovalıları Atatürk, aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi eline şapkasını alır ve selamlar. Yalova iskelesinden Yalova Termal Kaplıcalarına ve Tigem arazisine gider.
Atatürk, Yalova iskelesinden Yalova Termal Kaplıcalarına ve Tigem arazisine gider. Kaplıca’yı gördükten ve buranın geliştirilmesi için aydınlatıcı talimatlar verdikten sonra sıra günümüzdeki TİGEM Baltacı çiftliğine gelmiştir. Bu sırada çiftlikte göçmenler bulunmaktadır. Atatürk, göçmenlerle konuşarak, sorunlarını dinlemiş, yetkililere ilgili talimatları verdikten sonra Yalova'dan aynı gün ayrılmıştır. Atatürk 19 Ağustos 1929'da saat 20.00’de Yalova’dan İstanbul’a hareket etmiştir. işte bu fotoğrafta Yalova Termal Kaplıcalarında çekilmiştir.
İşte o günlerde; Yalova'da sıtma kol geziyordu. .Bu olumsuz durum, Atatürk’ün 1929 yılında Yalova’ya gelişine kadar devam etti. Atatürk buradaki durumu görünce, hemen bir Sıtma Mücadele Ekibi’ni Yalova’ya getirtti. Bu ekip ve vatandaşlar, tüm dere yataklarını temizleyerek çıkan toprak ve kumu, bataklık alanların doldurulmasında kullandılar. Sivrisinek yatakları ve bataklıklar kurutulunca, ilaç tedavisi de devam ettiği için, sıtma hastalığı giderek kontrol altına alınmaya başladı. Ancak, bütün çabaya rağmen hastalığın önüne birden geçilemedi, mücadele uzun sürdü.Yalova’nın içinde bulunduğu durumu çok iyi değerlendiren Atatürk’ün verdiği direktifler ışığında, Yalova nahiyelikten kaza statüsüne yükseltildi ve İstanbul’a bağlandı.
Cumhuriyetin kurumsallaşmasında Türkiye'nin geleceğini şekillendirirken en önemli kararlarını Atatürk Yalova'da aldı. İşte bu sürec içinde "Benim Kentim" dediği Yalova'yı imar ederek çalışmalara başladı. Büyük Önder Atatürk, manevi kızı Rukiye'yi koruması olan Jandarma Yüzbaşı Hüsnü Erkin'le Dolmabahçe Sarayı’nda 22 Mayıs 1930 tarihinde evlendirdi. Yalova'yı imar etmek için de ilk emri de Yalova Kaymakamı ve aynı zamanda manevi kızının eşi Hüsnü Erkin'e talimat verdi. Atatürk’ün talımatıyla Yalova Kaymakamı olarak atanan Hüsnü Erkin, Atatürk’ün ölümüne kadar Yalova Kaymakamlığı görevlerinde bulunmuş bu süreler içerisinde Yalova’nın gelişmesine olanak sağlamıştı. Kaymakam Hüsnü Erkin, Yalova’yı imar eden çağdaş bir yerleşim yeri haline getiren Kaymakamlardan birisidir. Daha sonraki yıllarda Yalova Belediyesi Yalova’ya yaptığı katkılardan ötürü Yalova Rüstempaşa Mahallesinde bulunan bir sokağa Kaymakam Erkin Sokak adını vererek Kaymakam Hüsnü Erkin’in unutulmaz yapmıştır. Aşağıdaki fotoğrafta, 22 Mayıs 1930'da dolmabahçe sarayında Atatürk'le birlikte görülen manevi kızı Rukiye ve eşi Yalova Kaymakamı Hüsnü Erkin görülmekte.
Büyük Önder Atatürk, Yalova’ya artık sık sık gelmektedir. Atatürk, ilk etapta Yalova polis teşkilatının kurulması için çalışmaları başlamıştır.. Atatürk, İlk geldiği günlerde Sahil Caddesinde şimdiki (Gazipaşa Caddesinde) yanında bulunan İçişleri Bakanı Şükrü Kara’ya Karakolun bu noktada yapılmasının talimatını vererek Karakolun en kısa zamanda tamamlanmasını ve 30 Polis memurunun burada görevlendirmesini ister. Polis karakolunun karşısında bulunan boş arsaya da yine Atatürk’ün talimatlarıyla Türkiye’nin en önemli Mimarlarından, (Termal Otel’i de Yapan) SedatHakkı Eldem tarafından şimdiki Halk Eğitim Merkez Binası yapılmıştır. Aşağıdaki fotoğraf bunu göstermektedir.
Atatürk'ün 19 Ağustos 1929 günü Yalova'ya gelmesiyle birlikte, Kent merkezinde harap binalar yıkılarak, bozuk ve dar yollar genişletildi. Karamürsel Caddesi (İstanbul Caddesi), Millet Çiftliği (Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü) yapıldı. Atatürk, tarafından Yalova – Bursa, Yalova – Termal yolları onarılarak geliştirilmeye başlandı.Seyr-i Sefain İdaresi, Yalova seferlerine tahsis üzere yeni ve süratli vapurlar alırken, vapur seferlerini de daha sık ve düzenli hale getirdi. Köy sandıkları ve bütçeleri tanzim olundu ve köyler merkeze telefonla bağlandı. Sağlıklı olamayan köy yerleri değiştirildi. 1929 yılında Yalova’da sadece 6 okul varken, bu sayı sadece 1932 yılına kadar 26’yı buldu. Bu günkü Donanma tesisleri olarak adlandırılan yerde, halk için bir Gazino ve Plaj yapıldı. Yalova petrol lambaları ile aydınlanırken, elektrik santrali yapıldı, Yalova'nın cadde ve sokaklarına elektrik direkleri dikildi ve elektrikleaydınlanma başladı. Aşağıdaki fotoğrafta Atatürk yakın arkadaşlarıyla birlikte çalışmaları incelerken görülüyor.
Yalova’nın ulaşım açısından geleceği ve gelişimini gayet muntazam bir tarzda düzenlemeye özellikle dikkat edilmiştir. Asıl yollar ki, bunlar Karamürsel ve Bursa caddeleriyle, kaplıcalar ve köylere giden yollardır. Bunlar Cumhuriyet Meydanı’nda birleştirilmiştir. Atatürk, bölge ve ülkemizde tarımın ve hayvancılığın gelişmesini, yetiştiricilikte modern tekniklerin kullanılmasını ve çiftçilerin bu tekniklerle tanıştırılmasını istiyordu. Bu maksatla Yalova’nın doğusundaki Millet Çiftliği (günümüzde Atatürk Bahçe kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü), batısındaki Baltacı Çiftliği’ni (günümüzde Atatürk Tarım İşletmesi Müdürlüğü) satın aldı ve bu çiftliklerin amaçları doğrultusunda kullanılmasına bizzat nezaret etti. İşte aşağıdaki fotoğrafta Atatürk, Yalova'daki Tigem Çiftliğinde inceleme yaparken görülmekte.
Atatürk, Yalova’ya ilk geldiği 1929 yılından itibaren, Yalova ve bölgesine büyük önem vermiş, ülke çapında Yalova’nın tanıtımına ve gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Özellikle Termal Kaplıcalarına büyük önem vermiştir. 1929 yılında Atatürk’ün isteği üzerine Termal Kaplıcalarında görev yapmaya başlayan Pandelli Roketas'ı Termal Kaplıcalarını kısa bir süre içinde cennet bahçesi haline getirmişti. Pandelli usta, Cumhuriyet öncesinde Vahdeddin döneminde sarayda bahçıvanlık yapan babasının yanında yetişmişti. Cumhuriyetin kurulması ile birlikte, Pandelli Roketas, Atatürk tarafından beğenilip, Termal'de görevlendirilmişti. Pandelli, 1929-1969 yılları arasında 40 yıl boyunca, Termal'in park ve bahçeleriyle uğraşmıştı. Atatürk, Yalova'ya en son 1938 Ocak Ayında Termal Otelin açılışını yapmak için gelmiştir. Atatürk’ün isteği üzerine 1936 yılında yapımına başlanan Termal Otel 1938 yılı Ocak ayında tamamlanmış ve Otelin açılışı da bizzat Atatürk tarafından yapılmıştı. Termal Otelin açılışını yapan Atatürk, Otelin ilk müşterisi olmuş ve burada 9 gün kalarak istirahat etmişti. İşte aşağıdaki fotoğrafta Atatürk Termal Otelinin açılışını yaparken aynı zamanda Yalova’da çekilmiş son fotoğrafıdır.
İlk kez 19 Ağustos 1929’da Yalova’ya gelen Atatürk, 1 Şubat 1938’de Yalova’dan son defa ayrılmıştır. Toplam 44 kere Yalova’ya gelmiştir. Bunların 17’si günübirlik, 27’sinde ise 313 gün 270 gecesini Yalova’da geçirmiştir. Ankara ve İstanbul’dan sonra en fazla zamanını geçirdiği yer Yalova olmuştur. Atatürk, Yalova'ya büyük önem vermiş ve " Benim Kentim" sözüyle de bunu vurgulamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri Yalova'da atılmıştır. Burada yaptığı çalışmalar sırasında Türk Dil Kurumu’nu ve Türk Tarih Kurumu’nu kurmuştur. Yalova’yı sağlıklı yaşamın başkenti yapmak için uğraşmış, modern Cumhuriyetin tüm planlamalarını burada yapmış, kendi elleriyle imar planlarını çizmiştir. Yaptığı imar planlaması çalışmalarında da çevrecilik hususuna dikkat çeken çalışmalar yapmıştır. Termal Kaplıcalarını ve Yalova'yı ihya etmiş, en önemlisi de dünyaya çevre dersi vererek çevrecilik abidesi olan Yürüyen Köşk’ü bugünün kuşaklarına bırakmıştır.
0 Yorum