Linetasarim JETFİKO

Atatürk 19 Ağustos 1929 Günü Yalova’ya ilk kez gelmeseydi, Atatürk’ün büyüklüğünü görmeyenlerin hiç birisi bugün yaşamıyor olacaktı. Yalova, 1929 yılında  kaderine terk edilmiş ve bini aşkın kişinin yaşadığı bataklık bir kasabaydı. Yalova, o yıllarda sıtmadan kırılıp dökülmektedir. Ölümler günden güne artmaktaydı.

Atatürk Yalova’ya Hiç Gelmeseydi., Büyüklerimiz Sıtma’dan Ölmüştü..

Yalovalılar çaresizlik içinde çırpınırken, bu durumu Büyük Önder’e anlatmak için Balıkçı Motoruyla 14 Ağustos 1929’da  Büyük Ada’ya  giderek durumu anlatırlar. İşte Atatürk, Yalovalıların sesine kulak vererek 19 Ağustos’ta Yalova’ya gelerek sıtma mücadelesi başlatır. Yalovalılar tedavi altına alınarak ve yüzlerce kişinin hayatı kurtulur. Atatürk, şayet Yalova’ya hiç gelmeseydi. bugünün Yalovalılarının büyük bir bölümünün ataları sıtmadan öldüğünden var olmayacaktı.

Atatürk, Yalova’ya Hiç Gelmeseydi,Termal Kaplıcaları  Olmayacaktı ...

Atatürk Yalova’ya hiç gelmeseydi Yalova Termal Kaplıcaları da Koruma altında olmadığından talan edilip, bugünkü duruma gelemeyecekti. Atatürk, Termal Kaplıcalarını görüp, buranın geliştirilmesi için aydınlatıcı talimatlar vermese, buranın imar edilmesine müdahale etmeyip Oteller yaptırmasa ve her şeyden önemlisi Termal Kaplıcalarına özel  3653 Sayılı  Kanunu çıkarttırmasa, Termal yasayla korunmayıp talan edilecek ve bugünkü konumunda olmayacaktı.Atatürk, Yalova'ya hiç gelmeseydi,  Pandeli Usta ‘da Termal’e gelmeyecek ve bugünün Ağaçları, çiçekleri, ortancaları ve doğallığı asla olmayacaktı. Atatürk, şayet Yalova’ya hiç gelmeseydi. bugünün Termal’i olmayacaktı.

Atatürk, Yalova’ya Hiç Gelmeseydi., Tigem ve Araştırma Arazileri Olmayacaktı..

Atatürk Yalova’ya hiç gelmeseydi. Baltacı Çiftliğini ve Millet Çiftliğini hiç görmeyecek ve burasını kendi parasıyla satın alıp milletine bağışlamayacaktı. Atatürk, Yalova’ya hiç gelmeseydi Bahçe kültürleri Araştırma Enstitüsü ve Tigem Arazileri de olmayacaktı. Atatürk Yalova’ya hiç gelmeseydi, TİGEM Arazileri ve Araştırma Enstitüsü arazileri yasayla koruma altına alınmadığından kapanın elinde kalacak ve buralara kâğıttan gökdelenler dikilip, Yalova’nın oksijen depoları olmayacaktı.  Atatürk Yalova’ya hiç gelmeseydi, 17 Ağustos 1999 Depreminde Çadır kentlerin, Prefabriklerin kurulduğu bu arazilerde ne çadır kurabilecek nede Yalova Üniversitesi inşa edilemiyecek, Yalova’nın bu sahilleri, paragöz müteahhitler tarafından beton yığını haline gelecekti.

Atatürk, Yalova’ya Hiç Gelmeseydi., Çınarlı Hıyaben Olmayacaktı

Atatürk Yalova’ya hiç gelmeseydi., Gazipaşa Caddesi  Yalova Postanesinden Yalova Termal kaplıcalarına kadar giden 12 Kilometrelik Termal Karayolu çorak bir arazi olarak kalacak ve ağaçlandırılmayacaktı. Atatürk, Yalova’ya gelmeseydi, bugünün sahilleri Sit Alanı olmayıp, Donanma tesisleri olarak adlandırılan yerde Halk plajı ve Gazinosu  1930 yılında yapılmamış olacak ve buraları da çok katlı binalar tarafından ele geçirilmiş olacaktı. Atatürk, Yalova’ya hiç gelmeseydi Yalı Caddesi ve İstanbul Caddelerinde çınar ağaçları olmayacaktı.

Atatürk, Yalova’ya Hiç Gelmeseydi. Yalova, Yalova Olmazdı....

Atatürk, Yalova’ya geldikten sonra, gönül koyduğu bu Kentin İmar Planlarını bizzat kendisi yaptırmış ve yerleşim planlarını hazırlamıştır Eski Donanma gazinosunun bulunduğu yeri kamulaştırarak halk plajı yaptırmış ve bugün halen kullandığımız Halk Eğitim merkezini de bizzat kendisi yaptırmıştır. Yalova’nın imar planlarını da hazırlayarak nereye neyin yapılacağını belirlemiş ve  Arberetum arazisinin bulunduğu alanı da TİGEM’in bir parçası tarımsal alan olarak göstermiştir. Atatürk, Yalova İmar Plânı hazırlatırken Yalova’nın 50 senelik gelişmesini sağlayacak sayfiye yerin temelini atmıştır. Eğer, Atatürk, Yalova’ya hiç gelmeseydi Yalova Stadyumunun ve Arberetumun bulunduğu alan ve bugün Cevdet Aydın parkı ile Halk Eğitim merkezinin bulunduğu yerde dev gökdelenler olacaktı.

Sonuç olarak; Atatürk Yalova’ya Gelmeseydi, Yalova Asla Yalova Olmazdı…

Büyük Önder, Bizlere bataklıktan ve sıtmadan kırılan bu kenti yaşanabilir bir kent olarak  bıraktı. 
Bizler ise; Atatürk’ün  mirasına sahip çıkmayı bırakın, ‘O’nun adını verebileceğimiz bir Parkı,  Atatürk ve Yalova Müzesini bile çok gördük….