Bir Emeklinin Seyir Defteri...
Emekliler yılında, en düşük emekli maaşı 12.500 TL'ye çıkartıldı. Ancak kök maaşlar halen 10 Bin. Çevremdeki emeklilerin önemli bir bölümü “buna da çok şükür” diyebiliyorlar.Bugün, bir emekli maaşıyla günümüzde en fazla 3 Çeyrek altın” alabiliyor. Oysa 20 yıl önce en düşük emekli maaşıyla 12 Çeyrek altın alınabiliyordu. 3 Çeyrek'e talim edenler eski Türkiye'ye öfke kusmaya da devam ediyorlar...
Bildiğiniz gibi 2024 yılı Emekliler yılı ilan edilmişti. 2024 Temmuz zammı ile birlikte en düşük emekli maaşı 12,500 TL’ye çıkarıldı. Ancak kök maaşlar halen 10.bin TL olarak kaldı. Emekli maaşları her geçen yıl giderek biraz daha eridi. Çevremdeki emeklilere baktığımda önemli bir kısmı yapılan bu artışa” “buna da çok şükür” diyebiliyorlar. Bir başka ifadeyle bir emekli maaşıyla günümüzde en fazla 3 Çeyrek altın” alabiliyor. .Oysa 20 yıl önce en düşük emekli maaşıyla 12 Çeyrek altın alabiliyordu.
Maaşlar artarken, hayat pahalılığı da katlanarak artıyor, bizlere “artış” diye verilen ücret cebinize kaşıkla gelirken, kepçeyle gidiyordu. Ücret artıyor fakat alım gücü giderek daralıp yok oluyor. Sanki bir anda sihirli bir el herkesi aynı anda ve aynı hızla yoksullaştırıyordu. Demem o ki; eğer alım gücünüz giderek yok oluyorsa maaşlara yapılan zamlar artık hiçbir anlam ifade etmiyor..
Ancak ne acıdır ki; genellikle emekli ve eşleri, emekli maaşları sürekli erimesine rağmen günümüzde bu gidişattan pek fazla da şikayetçi değiller. Mikrofonlara, kameralara hayat pahallığından şikayetçi olup serzenişte bulunanlar, eski Türkiye’de emeklilerin durumunun daha da kötü olduğuna vurgu yapıp, iktidara olan desteğini sürdüreceklerini belirtiyorlar. Kendileri gibi düşünmeyenleri ise vatan haini gözüyle bakıyorlar.
Oysa, 20 yıl önce yani eski Türkiye’de emekliler, ikinci baharını yaşıyorlar, rahatlıkla her yıl tatile gidebiliyordu. İşte, bu köşe yazısının yazarı 2004 yılı Haziran ayında ilk emekli maaşını almasının üzerinden tam 20 yıl geçmiş. 20 yıl önce emekli olduğumda aldığım kıdem tazminatımla halen Rüstempaşa Mahallesinde oturduğum evi satın almış, üstelik birikimlerimle bir Tofaş Şahin marka araba almıştım.
1978-2004 yılları arasında 26 yıllık hizmet süresi ve 7 bin işgününün üzerinde prim ödemiştim.O yıllarda bir emekli rahatlıkla bir evi geçindirebiliyor, her kurban bayramında kurbanını kesiyor ve hatta yazın tatile bile çıktığı gibi yurt dışında da gezebiliyorlardı. Eski Türkiye’nin emeklileri işte bu durumdaydı. Çünkü kendimden biliyorum...
Bir yanlışlık yapmamak için e-devlet sayfama girerek bilgilerimi teyit ettim. Emekli olduğumda bana ödenen net emekli maaşı. 525 TL idi. Asgari ücret ise net 360 TL idi. 2004 Yılında bir adet çeyrek altın fiyatı 33 TL idi. 525 TL’li emekli maaşımla toplam 16 çeyrek altın alıyordum. Asgari ücretli ise bir aylık maaşıyla 11 çeyrek altın alabiliyor, en düşük emekli maaşıyla da 12 çeyrek altın alabiliyordu..
E-Devlet sayfama baktığımda 2010 yılı emekli maaşımın 830 TL olmuş. Asgari ücret ise 576 TL. 2010 Yılında bir adet çeyrek altın 85 TL olmuş. 2004 yılında emekli maaşmla 16 çeyrek altın alırken, 2010 yılında emekli maaşımla ancak 10 çeyrek alabiliyordum. Son altı yılda bir aylık emekli maaşımdan 6 çeyrek altın kaybetmişim.
2016 Yılında ise emekli maaşım 1516 TL imiş. Asgari ücret ise, 1300 tl’ye çıkmış. Çeyrek altın ise 210 TL’ye yükselmiş. 2016 yılında emekli maaşımla 7 Çeyrek altın alabiliyorum. Asgari ücretli ise 6 Çeyrek altın alabiliyor. 2004 Yılında emekli olduğumda emekli maaşımla 16 çeyrek altın alabilirken 2016 yılında ise sadece 7 çeyrek altın alabiliyordum.
2024 yılına geldiğimde bugün 25 Temmuz 2024 tarihi itibariyle bankadan çektiğim emekli maaşım 16 bin TL olmuş. Çeyrek altın ise 4.200 TL.Bugün emekli maaşımla 4 çeyrek altın dahi alamıyorum. Oysa 20 yıl öncesinin eski Türkiye’sinde ben emekli maaşımla 16 Çeyrek altın alabiliyordum.
Şimdi başa dönelim. 20 yıl önce ilk emekli maaşımla 16 Çeyrek altın alıyordum. O dönemler emekliler oldukça mutlu ve alım gücü fazlaydı. Bugünlere gelinceye kadar, gerek asgari ücretli, gerek emekliler yapılan küçük maaş zammına alkış tutarken, şimdi acımasız gerçek hayat koşulları bir tokat gibi yüzümüze vuruyor. Alım gücü giderek daralıp yok olurken bu mevcut durumun öfkesini ise eski Türkiye’ye ödettiriyorlar. Ve ne yazik ki; 3 çeyrek'e talim edenlerin önemli bir bölümü de eski Türkiye’ye fatura çıkartıp, kendisine dayatılan bu hayatı alkışlar eşliğinde karşılıyorlar.
1 Yorum
M.ali.akgün
26.07.2024 01:22:05
Sayın yazar bey altınla kıyaslaman normal değil.aklını başına al.20 yıl önce onsu neymiş şimdi ney.Dolarla yapsan normal.Tetikçilik yapmayın.