Depremin Sorgusu  ve Sonucu....

İnsanlarımızın ve İnsanlığın enkaz altında kaldığı felaketin üzerinden tam 15 gün geçti. 17 Ağustos 1999 depreminde bizler, Yalova’da ne yaşadıysak çok daha fazlasını şimdi 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem bölgesindeki coğrafyada insanlarımız yaşıyor. Tıpkı Yalova’da olduğu gibi bir doğal afeti, felakete dönüştürenler, deprem bölgesini ilk terk edenler oldu. Yine tıpkı Yalova’da olduğu gibi deprem bölgesine arama kurtarma ekiplerinden çok daha hızlı bir şekilde talancılar ve yağmacılar ulaştı.

Deprem bölgesindeki yaraların sarılması ve yaşanan travmalar yıllar boyu devam edecek. Şimdi herkes yaraları ve acıları ile başbaşa kalırken, soruşturmalar da deprem bölgesinde başladı. Ancak, bu soruşturmalardan da bir Veli Göçer gibi günah keçisi ortaya çıkartılacak olması bölgedeki depremzedelerin en büyük endişelerinden biri. 1999’da Yalova’da ne yaşandıysa şimdi deprem bölgesinde yaşanıyor.. Deprem bölgesini ilk terkeden müteahhit ve yıkılan binaların Teknik Uygulama Sorumluları (TUS) sorumlularına yönelik Cumhuriyet Başsavcığınca TCK’nın 455/2 maddesince soruşturma başlatılmış deprem bölgesinde...

1999 depreminde de Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca TCK 455/2 maddesince "Tedbirsizlik, dikkatsizlik sonucu birden fazla kişinin ölüme sebebiyet vermek" suçundan dava açılanların sayısı 200’ü aşmıştı. Açılan dava sonucunda haklarında soruşturma açılarak tutuklama kararı vicahiye çevrilenlerin önemli bir bölümünün o dönemlerde siyasi partilerin önemli yöneticileri olması nedeniyle soruşturma beklendiği gibi talepleri karşılamadı.

Ancak, açılan soruşturmaların en önemli davaları, deprem bölgesinde yıkımın en çok gerçekleştiği, Veli Göçer, Yüksel İnşaat, Aydın Kent ve Ceylan Kent Yazlık Siteleri olmuştu. Yaklaşık 1000 kişinin yaşamını yitirdiği bu yazlık siteler içerisinde sahiplerinin Siyasi Partilerin en üst düzeyde yönetici ve Milletvekili olması nedeniyle bir tek Veli Göçer tutuklanıp içeri atıldı. Çünkü Veli Göçer, hiçbir partinin yöneticisi değildi.

1999 depreminde bu müteahhitler ortak bir dil kullanıp savunmalarını mahkemede şöyle gerçekleştirmişlerdi. Yalova Asliye Ceza Mahkemesi Hakimliğine:Dosya no: 1999/1036

Bizler bilim adına ve toplum yararına doğru bildiğimiz ilkelerden taviz vermeden, bu yönde mücadele verirken, bizleri yasa boğan yüzyılın afeti olarak adlandırılan deprem sonrasında, inşaatlarımızla ilgili kalitesiz, eksik malzeme, uygulama hatası, kontrolsüzlük ile ihmalkarlık gibi suçlamaları kabul etmemiz mümkün değildir. İnşaat müteahhidi ve kontrol mühendisleri olarak, ihtisaslaşmış ve sorumlulukları olması gereken mühendislerin hazırlıkları belediye onaylı rapor ve tatbikat statik projelerini verilmiş olan ruhsat’a dayanarak, inşaat yapımında uygulamasını ve kontrollerini en iyi şekilde yaptık..Yapılacak yargılamada, inşaatların fenni sorumlusu ve müteahhidi olarak kusurumuz olmadığı ortaya çıkacaktır. İnşaat yaptığımız alanlarda zayıf zeminin (killi tabaka) mevcudiyeti büyük felaketin ana sebebi olduğu bilim adamalarınca da kabul edilmiştir. İmar durumuna ve imar yönetmeliklerine uygun yaptığımız binalarımızın hatalı veya olmayan toprak ile zemin raporları neticesinde yıkılmasından sorumluluk kabul etmememiz gerektirmektedir. İnşaatlarımızda kesinlikle yıkanmış Adapazarı çakılı, yumuşak Karabük demir çelik demiri ile portland çimento projesinde belirtilen ölçülerde kullanılmıştır. Beton dozuna ve sulanmasına azami duyarlı davranılmıştır. Bizler hiç hak etmediğimiz suçlamalar karşısında kaybettiğimiz itibarımızı yüce Türk Adaleti karşısında tekrar kazanmak istiyoruz…”

Müteahhitler Yalova’nın birinci derece deprem bölgesi olduğunu bilmediklerini de mahkemede verdikleri ifadelerde dile getiriyordu. Oysa gerçek farklıydı. Çünkü ülkemizde ilk kez 1945 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe giren deprem haritasında Yalova 1. Derece deprem bölgesi içerinde yer almaktaydı.  Ancak daha sonra, Bakanlar Kurulu, 12 Temmuz 1945 gün 3/2854 kararıyla ilk deprem haritasında 1. Derece deprem bölgesi görülen Yalova’yı “büyük hasara uğrayacak bölge” ilan etmişti.

20 aralık 1947 yılında ise Bayındırlık ve İskan Bakanlığı “ Türkiye yer sarsıntısı bölgeleri yapı yönetmenliğinde” Yalova başta olmak üzere; bucak, kasaba ve köyleri kapsayacak şekilde bu bölgeleri deprem haritalarında 1. Derece yıkıma uğrayacak bölge ilan etmiş ve deprem haritalarında bunu açık bir şekilde belirtmişti.

Mahkeme sürecinde, Yalova Adliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.1999 tarihinde Yüksel Sitesi ile ilgili olarak res’en atadığı bilirkişi Prof. Dr. Çetin Yılmaz’ın ise; 1994-1995 yılları arasında Yüksel inşaatın proje danışmanı olduğu da ortaya çıkıyordu. Mahkemenin res’en atadığı bilirkişinin yaptığı araştırma ve raporlar üzerine açılan duruşma mahkemenin seyrini de değiştirmişti. Üstelik, bu süre içinde; ODTÜ İnşaat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Çetin Yılmaz’ın, Yüksel İnşaatın proje danışmanlığını yaptığını, ODTÜ araştırma, geliştirme ve uygulama Müdür vekili Ömer Güner, mahkemeye sunduğu açıklamayla doğruluyordu.

Sonuçta yapılan duruşmalar sonrasında bir tek Veli Göçer tutuklanarak cezaevine gönderiliyordu. Şimdi ise; bölgedeki depremzedelerin en büyük endişelerinden biriside Yalova’da yaşanan yargı sonuçlarının kendi bölgelerinde de yaşanmaması….

1 Yorum

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!