Domuz Gribi Aşısı Oldum Ve…
yalova
Domuz gribi (H1N1) aşısı olup olmama konusunda toplumda büyük bir kararsızlık oluşmuşken Başbakan’ın birden bire ortaya çıkıp “Ben Domuz Gribi Aşısı Olmayacağım” demesinden sonra, muhalif kimliğimden olsa gerek o gün ben Domuz gribi aşısı olmaya karar verdim.
İlk önce aşılar, Hacıya gideceklere vurulduğu için geçen hafta Yalova Müftülük binasının yanındaki Caminin avlusunda toplanan hacı adaylarını gözlemlemeye başladım.
Sağlık görevlileri tezgâhı kurmuş, hacı adaylarını aşı olmaya davet ediyor ve aşı olanlara da bir aşı kartı veriyorlardı. O gün, aşı olmayanların ve Aşı kartı bulunmayanların Suudi Arabistan’a sokulmayacağı iddia ediliyordu. Oysa, hacı adayları bütün hazırlıklarını yapmıştı ve yola çıkmak için tek engel aşıydı.
Genç hacı adayları aşı olmamak için direnirken yaşlılar ise “ Aşı olalım belki kutsal topraklarda ölürüz” telkiniyle çaresiz aşı oluyordu. Bazıları ise “ Başbakan aşı olmayacakmış. Bir bildiği var ki bize böyle mesaj veriyor” diye söyleniyorlardı.
Bir başkası da “ Ama o Hacca Gitmiyor ki. Aşı olmazsak bizi ya kabul etmezlerse..” diye yanıt veriyordu. Yaşı daha genç olan Hacı adayları ise Sağlık memuruna “Ne olur biz aşı olmayalım ama, bize aşı olduğumuza dair aşı kartı verin Ne gerekiyorsa…” diye yakarıyorlardı..
İşte o an Sağlık görevlileri aşı olmak isteyenleri beklerken yanlarına gidip “Ben aşı olmak istiyorum” dedim.Hemşire “ Amca, Hacı kartın yanında mı? Biz Sadece Hacılara vuruyoruz“ dedi. Hemşireye “Ben Hacı adayı değil, Risk grubundayım. Gazeteciyim” dedim. İlk şoku, Hemşirenin bana “Amca” diye hitap etmesiyle yaşadıktan sonra ikinci şoku, aşı olamamakla yaşadım….
xxx
Nihayet geçen hafta 19 Kasım Perşembe günü aşı olma sırası riskli gruplara gelince doğruca Rüstem Paşa Mahallesi Sağlık Ocağına gidip Aile Hekimime başvurup, Risk grubundan biri olduğumdan aşı olmak istediğimi söyledim.Doktorum, gerekli raporları inceledikten sonra, hemşerisine talimat vererek aşı oldum.
Aşı olduktan sonra, Domuz Gribi aşısı olduğumu söyleyince önce evdekiler, sonra da arkadaşlarım şaşırdı ve olaya şöyle yaklaştılar: “Sen ölüme koşarak gidiyorsun, felç ol da…”
Aşı olduktan birkaç saat sonra aşı olduğum yerde bir kızarıklık ve kas ağrısı başladı. Hemen ardından halsizlik, bulantı, çarpıntı başlayınca hemen kendimi yatağa attım. Nefes almakta zorlanıyordum, Giderek nefes almam zorlaşıyordu.
Tamam, buraya kadarmış ben artık gidiyorum diye düşünmeye başlamıştım…
İlk kez bu kadar nefes almakta zorlanıyordum.
Hırıltılar arasında sanki bir iğne deliğinden nefes alır gibiydim…
Durumumu gören çocuklar “ Sen Başbakandan daha mı akıllısın ki gidip aşı oluyorsun…” diyordu.
Konuşamadığımdan ve nefes almakta zorlandığımdan bu soruya başımı iki kez sallayarak “Evet, Evet..” diyordum…
xxx
Gece yarısı olmuştu. Durumum giderek ağırlaşıyordu. Sabahı çıkartamayacağımı düşünüyordum…
O an yatakta gözlerimi kapatınca, bütün hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti…
O an kalkıp, bilgisayarın başına geçip, son köşe yazımı yazmayı düşündüm.
Bunu düşünürken hangi başlığı atmam gerektiğini düşünüyordum….
Kahretsin! Bu da benim kötü huyum…
Bugüne kadar başlığı atmadan hiçbir köşe yazısı yazmadım…
Önce başlığı atar, sonra bunun altını doldururum…
Yatakta bu şekilde yatarken iki başlık aklıma geldi…
Birincisi: Ben Ölüme Giderken…
İkincisi de; Elveda Hayat, Merhaba Kâinat…
xxx
Tüm bunları düşünürken Kalbim, sanki her an duracak gibi atıyordu…
Nefes almaya çalışıyor ve ağzımı sürekli açık tutmaya özen gösteriyordum…
İşte, Ölümü giderek kanıksamaya başlamıştım bile...
Bunları düşünürken Cenazeme, Domuz gribinden öldü diye kimsenin gelmeyeceğini düşünmek de beni kahrediyordu…
Bunları düşünürken gözlerimi kapadığımda en son kendimi Merkez Camiinin Musallat taşında tabutumun başında Muhsin Sevencan Hoca’nın adıma rahmet okuduğunu görüyorum…
Sabah kalktığımda aşının yan etkileri geçtiğinde nedendir bilmiyorum ama ilk işim Muhsin Hoca’yı aramak oluyordu…
0 Yorum