Hacımehmet Ovası...
yalova
Hacımehmet Ovası yine Yalova Kamuoyunun gündemini bir kez daha çok katlı yapılaşmalarla meşgul ediyor. Çok katlı yapılaşmaya gidilmesi için bazı siyasilere ve il Genel Meclis üyelerine baskı yapıldığına ilişkin açıklamalarda yer alıyor kamuoyu önünde. 17 Ağustos 1999 Depremini Yalova’da yaşamamış bazı müteahhitler baskı gruplarını kurmuşlar bile…
Hacımehmet Ovası Yalova’nın Zengin Mahallesi Olacaktı….
Bir zamanlar, Yalova’nın en güzel, en yeşil ve en iri elmasının yetiştiği, en büyük fındık bahçelerinin olduğu Hacımehmet Ovası imara açılırken burası Yalova’nın zengin mahallesi olarak tanıtıldı. İmara açılırken, çok katlı yapılaşmalar da yükselmeye başlandı. Kısa bir süre sonra Yalova’nın zengin mahallesi oluşmuştu bile...
Zengin Yatıp, Fakir Kalkanlar…
Ta ki, takvimler 17 Ağustos 1999 tarihini gösterene kadar. İşte o gece yatağına zengin mahallesinde zengin girenler, fakir kalkmışlar, bazı sevdiklerimiz ise bir daha hiç uyanmamak üzere aramızdan ayrılmışlardı. Ders aldık demişken, kısa bir süre sonra yapılanlardan hiç ders almadığımız ortaya çıkmıştı. Yaşadığımız bu büyük afet sonrasında, zeminin alivyon olduğunu tespit edince Bakanlık Hacımehmet ovasını imara kapadı. Kalıcı konutlar buraya yapılsın talebini de zemin gerekçe gösterilerek uygun görmedi. Sonra, sadece kamu binalarının yapılmasına izin verildi. Daha sonra imara açıldı. Önce 2 kat, sonra da çok katlı yapılaşmalar. Ve şimdi ise.Yoğun yapılaşmayla gündemde Hacımehmet Ovası… .
İlk Depremi Ben Hacımehmet Ovasında Yaşamıştım…
1967 yılında bölgemizde meydana gelen 7.2 şiddetindeki depremi de Yalova Hacımehmet ovasında yaşamıştım. Yalova’nın deprem kuşağında olduğunu o depremle birlikte henüz 7 yaşında okula yeni başlamış bir çoçukken öğrendim. Adapazarı o depremle birlikte yerle bir olmuştu. Yalova’da ise tek bir konut yıkılmamıştı. Sadece 2 gece dışarıda kaldığımı hatırlıyorum. Yalova’da çok katlı yapılaşmalar olmadığından can kaybı yaşanmamıştı.Deprem anında Hacımehmet Ovasında fındık bahçesinde fındık topluyordum. Deprem esnasında toprak ayağımın altından kaymış, dev yarıklar ortaya çıkmıştı. Elma ağaçları kökleriyle birlikte yıkılmıştı. Şimdiki YAFEM, K.Kafkas ve Belediye Konservatuarın arka bahçesinde olan köprü o yıllarda ipten ve tahtadan yapılmış bir asma köprüydü. Köprünün hemen yanındaki dere kenarında bulunan tek katlı ev benim dünyaya geldiğim evdi. Evimiz 2 büyük deprem yaşamasına karşın halen ayakta. Bahçesine şimdi bir bakkal kondurulmuş. 1967 depreminde asma köprü yıkılmış, rahmetli babam derenin bir yakasında ben ise bir yakasında kalmıştım. Dere taşmış ve evimizin bahçesi sular içinde kalmıştı. Rahmetli babam deprem sonrasında 1968 yılında yeniden deprem olur düşüncesiyle o evi satmış ve biraz daha merkez de bir yer satın alarak iki katlı bir ev yapmıştı.
1967- 1999 Depremi ve 2011 Hacımehmet Ovası…
Bir insanın yaşamında İlkler çok önemlidir. Ve asla unutulmuyor. Depremin ne olduğunu ilk kez 1967 yılında yaşadığımdan o yıldan buyana deprem denildiğinde hep Hacımehmet ovası aklıma gelmiştir.17 Ağustos 1999 depreminde o an bir film şeridi gibi aklıma gelmişti. Çocukluğumda ilk depreme yakalandığım yere içgüdüsel olarak gittiğimde, gördüğüm manzara korkunçtu. 17 Ağustos 1999 depremine kadar yaptığım haberler, yazdığım yazılar ve hatta 1999 depreminden birkaç ay önce çarpık yapılaşmaları ele aldığım kitabım da hep çarpık yapılaşmalara dikkat çektim Ama olmadı, sesimizi duyuramadık. Ve ne yazikki sesimiz yine boğuluyor, koro halinde çığırtkanların çıkardığı gürültülerle…
Ve Yine Hacımehmet Ovası
17 Ağustos sonrasında Kalıcı Konutların yapımı için önerilen Hacımehmet Ovası Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca zemini alivyon olduğu için veto yemişti. Bakanlık, o dönemler için toplu konut alanı olarak Hacımehmet ovasını gözden çıkartırken, kalıcı konutlar bu nedenle zemini dağa sağlam olduğu öne sürülen Subaşı, Soğucak ve Çalıca köylerini seçmişti. Aradan birkaç yıl geçti ki, yapılan zemin etütlerin Afet işleri Genel Müdürlüğünün onaylanmasının ardından Hacımehmet ovası sadece kamu binaların yapılması için imara açıldı. Sonra da gerisi geldi. Yapılan itirazlar sonrasında, Hacımehmet Ovası’nın imara yıllar önce açıldığından, imara açılan bölgenin imara kapatılmasının çok zor olduğu öne sürülmüş ve bölge imara açık hale getirilmişti. Daha sonra ise Hacımehmet Ovasında imar yapılaşmaları düşük yoğunluklu olarak 1/25.000’lik planlara işlenmişti. Şimdi ise buraya kat artırımını getirecek yeni plan revizyonları gündemde…
Oysa, Yıllar önce değişimi acıyla birlikte yaşamıştık….
Yine de merak ediyor ve soruyorum…
Bu zamanda, cüzdanlarında para değil, yüreklerinde insan sevgisi taşıyan müteahhitler kaldı mı acaba....
Yıllardır kulaklarımı tırmalar “Sesimi Duyan Var Mı?” feryatları..…
Peki ya siz!
Siz duyuyor musunuz bu Feryatları ?
Şimdi Bir Adım Öne Çıkında Hep Birlikte Görelim Sizleri....
1 Yorum
Fatma Ozdogan
09.05.2023 03:05:17
Faruk Bey merhaba, Bu kıymetli yazınız için çok teşekkürler. Kanada Montreal Üniversitesi'nde Afet Sonrası Yeniden Yapılanma Süreçleri üzerine doktora çalışmalarımı yürütüyorum. Afet Hafızası ve Yerleşim Alanları üzerine bir araştırma yapıyorum. Afet etkilerinin tamamen silinip, afetlerden etkilenen bölgelere yeniden yapılaşılması üzerine Hacımehmet Ovası örneği üzerine uygun olduğunuzda bir görüşme yapmak isterim. Vakit ayırırsanız çok mutlu olurum. Görüşmek dileğiyle, iyi çalışmalar dilerim. Saygılarımla, Fatma Özdoğan Architect MA&MSc., GIS Specialist, PhD Student at Université de Montréal, Part Time Lecturer at Bahcesehir University +1 438 3568196 -- +90 505 864 2267 www.linkedin.com/in/fatmaozdogan fatmaozdogan@yahoo.com fatma.ozdogan@umontreal.ca fatma.ozdogan@ou.bau.edu.tr