Hacımehmet Ovası!
Bir İnsanın yaşamında İlk’ler çok önemlidir.
Bir İnsanın yaşamında İlk’ler çok önemlidir.
Ve asla İLK’ler unutulmuyor!
Depremin ne olduğunu ilk kez 1967 yılında Hacımehmet ovasında okula yeni başlamış bir ilkokul öğrencisi iken öğrendim.
Yine sıcak bir yaz akşamı idi.
Hacımehmet ovasındaki fındık bahçelerinde fındık toplarken, toprak ayağımın altından kaymış, 17 Ağustos’ta yaşadığım o müthiş 45 saniyenin getirdiği uğultuyu ilk kez Hacımehmet ovasında duymuştum. Yerin sarsıntısı değil, o korkunç uğultu korkutmuştu beni...
Hacımehmet ovasında 1967 yılında Türkiye’nin en güzel, en kırmızı elması yetişirdi.
Marmara Bölgesinin en iri fındığı Hacımehmet ovasında bulunurdu.
17 Ağustos 1999 depreminde 7.4 şiddetinde yaşadığımız depremi ben ilk kez Hacımehmet ovasında 1967 yılında yaşamıştım.
1967 yılında yine aynı fay hattında 7.2 şiddetinde deprem meydana gelmiş ve Adapazarı yerle bir olup binlerce kişi enkaz altında kalarak yaşamını yitirmişti.
1967 yılında Yalova’da 7.2 şiddetindeki depremde sadece 1 kişi yaşamını yitirmişti. O da bir ahırın çökmesi sonucu yaşlı bir kadın ezilerek yaşamını yitirmişti.
Evet, 7.2 şiddettindeki depremde sadece 1 kişi yaşamını yitirmişti Yalova’da...
Çünkü o yıllarda, müteahhitler, yöneticiler cüzdanlarında para değil, herkes gibi yüreklerinde insan sevgisi taşırdı...
1967 Yılından bu yana deprem denildiğinde hep aklıma Hacımehmet ovası aklıma gelir.
1967 depreminde, 7.2 şiddetindeki depremde Yalova’da tek bir bina dahi yıkılmamıştı...
Çünkü bahçeli evlerimiz vardı o dönemler...
Tıpkı 17 Ağustos’ta olduğu gibi büyük bir gürültü ile toprak ayağımın altından kaymıştı...
Yalnızdım ve evimden sadece 200 metre uzaklıktaydım.
Hacımehmet ovasındaki toprak adeta kaymış ve sanki ikiye ayrılmıştı..
Elma ağaçları köklerinden sökülmüştü...
Ayağa kalkmak istediğimde sarsıntının şiddetinden yere düşmüştüm...
Çaresizdim Hacımehmet ovasında, sadece korkudan tir tir titriyor ve gözyaşı döküyordum.
Meğerse o sarsıntının adı depremmiş...
Tek başına kalmıştım koskoca Hacımehmet ovasında..
İnsanların oturduğu tek bir ev göremezdiniz Hacımehmet ovasında...
Hacımehmet ovasında tek bir bina vardı o yıllarda...
O da, kasaplardan toplanan deri ve kemiklerin depolandığı sarı tek katlı bir evdi...
İşte o depremde!
Yalova deresi azgınca taşmış, Hacımehmet ovası ile Yalova’yı birbirine bağlayan tahta asma köprü de yıkılmıştı...
Hacımehmet ovasına en yakın ev bizim evdi..
Dere mahallesini, Hacımehmet ovasına bağlayan tek katlı evimiz halen dimdik ayakta...
Şimdi ki kültür sitelerin bulunduğu ve betonarme bir köprünün hemen bitişiğindeki tek katlı olan beyaz bir evde dünyaya gelmişim.
1967 yılında yaşadığımız bu depremde Dere mahallesi ile Hacımehmet ovasını birbirine bağlayan asma köprünün yıkılması ile birlikte bir süre tek başıma kalmıştım...
Derenin taşması üzerine evimiz sular altında kalmıştı...
Sadece bir gece dışanda kaldığımızı hatırlıyorum 1967 depreminde...
Tekrar deprem olur korkusu ile aynı yıl evimizi 11 bin liraya satıldığını hatırlıyorum...
Deprem korkusu nedeniyle daha sağlam, daha güvenli bir konut yapmıştık aynı yıl...
Önceki gün, çocuklarıma, Hacımehmet ovasının konumunu ve doğduğum evi gösterdiğim saatlerde, Yalova Belediyesi Hacımehmet ovasına yapılacak 3 katlı 1000 toplu konut için ödenek çıkartması için karar alıyordu...
32 Yıl Sonra....
Yaşadığım o büyük depremden tam 32 yıl sonra 17 Ağustos 1999 depremini yaşadığımda yine aynı uğultu ile uyandım...
Çocuklarıma bunun bir deprem olduğunu ve en kısa süre içersinde evi boşaltmamız gerektiğini söyleyene kadar 45 saniye sona ermişti. 32 yıl öncesinde Hacımehmet ovasında yaşadığım ilk deprem aklıma gelmişti.
Dışarı çıktığımda gördüğüm bir kabustu sanki!
Dürtülerim ve duygularım beni yeniden 32 yıl önce ilk depremi yaşadığım Hacımehmet ovasına yönlendirdi. Gördüğüm, yaşadığım manzara anlatılmayacak kadar içler acısıydı...
İşte o an ağzımdan şu sözcükler çıktı:
“Hacımehmet Ovası Ölüm Ovası olmuş!”
Aynı Acıları Yaşamayalım!
Şimdi yine aklımda Hacımehmet ovası...
Ve inanın bir daha da hiç aklımdan çıkmayacak, gördüklerim ve yaşadıklarım karşısında...
Bir daha aynı acıları yaşamamak adına Neden? ve Niçin? Hacımehmet ovası diye soruyorum?
Ancak, sorumsuzluk ve duyarsızlık’tan başka hiçbir yanıt veremiyorum kendi soruma!
Çocukların, annelerin, babaların, sevgililerin bir daha gözyaşı dökmemesi adına...
Bir kez daha haykırıyorum buradan...
YALOVAMIZIN SESİNİ DUYAN VAR MI?
0 Yorum