İkinci Hain Kimdi?
yalova
12 Eylül 1980 darbesi döneminde dünyaya gelenler bugün 27 yaşındalar. Ülkemizde, özellikle gençliğin ve toplumun duyarsızlığın bu boyutta olmasının önemli bir nedeni mevcut 12 Eylül koşullarının devam etmesidir. Demokratik hakların askıya alındığı bir dönemde 12 Eylül Anayasası halk oylaması (Referandum) sonucunda % 92 gibi büyük bir "Evet" çoğunluğuyla kabul edilmişti. Ben ise o dönemler %8 olan azınlıkta kalanların saflarındaydım. 12 Eylül Anayasası referandumu öncesinde Kenan Evren’in meydanlar da ve TRT ekranlarında yaptığı konuşmalarda ortaya net bir sonuç çıkmıştı. Anayasa oylamasına “Hayır” diyenler, Milli Güvenlik Konseyi'nin elinden nereye giderse gitsin kurtulamaz. Dilden dile dolaşan bu korku ülke geneline de yansımıştı. Üstelik oy zarflarının şeffaf olması, Hayır tercihini kullanacak olanların oy pusulasının renginin koyu olması kullanılan oyun rengini sandık başında bekleyenler tarafından hemen tespiti yapılıyordu. Seçim öncesinde de bu yönde haberlerin yer alması bu korkuyu daha da şiddetlendirmişti.
12 Eylül Anayasasına Hayır!
Sıkıyönetim ve 12 Eylül darbesinin bedelini, Selimiye Askeri Cezaevinde ağır bir şekilde ödemiş, askeri mahkemelerde yargılanmış biri olarak Anayasa oylamasını her şeyi göze alarak “Hayır” oyu vermiştim. 12 Eylül Darbesi sonrasında hazırlanan Anayasa oylamasına Yalova’nın Kadıköy’ünde katılmıştım. Kadıköy’de Oy kullandığım sandıkta sadece 2 “Hayır” oyu çıkmıştı. O dönemden beri hep o ikinci kişiyi merak etmişimdir. Oyumu kullandıktan sonra bir köşeye çekilip sandık başındaki askeri görevlilerin “Hayır” oyu verdiğim için beni vatan haini suçlamasıyla gözaltına alacaklar korkusuyla geçirdim sonraki günlerimi.
Yeni Anayasa Hazırlığı
12 Eylül darbesinin üzerinden geçen 27 yıl sonra 12 Eylül Anayasasının topyekun değiştirilmesi için AKP hükümeti nihayet somut adımları atmış oldu. Hazırlanacak yeni Anayasa için taslak çalışmalar da başladı. 12 Eylül Anayasası Ülkemizde demokratikleşmenin gelişmesi açısından onarılması mümkün olmayan yaralar açtı ülkemizde. Topluma 12 Eylül ile giydirilen gömleğin aslında bir deli gömleği olduğu yıllar sonra anlaşıldı. 22 Temmuz 2007 seçimleri sonrasında Anayasa değişikliği konusunda atılan adımlar toplumun tüm kesimleri tarafından olumlu değerlendirildi. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak olan yeni Anayasa hazırlanmadan önce, Anayasa hukukçuları, demokratik kitle örgütü, meslek odaları, sendika ve siyasi parti temsilcilerinin görüşlerinin alınacağı vurgulanması Demokratik bir Anayasa açısından oldukça önemli bir gelişmedir.
12 Eylül'ün Bilançosu
• 650.000 kişi göz altına alındı
• 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
• Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
• 7 bin kişi için idam cezası istendi.
• 517 kişiye idam cezası verildi.
• Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı).
• İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.
• 71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
• 98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.
• 388 bin kişiye pasaport verilmedi.
• 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.
• 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
• 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
• 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
• 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.
• 937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.
• 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
• 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
• 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
• Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
• 31 gazeteci cezaevine girdi.
• 300 gazeteci saldırıya uğradı.
• 3 gazeteci silahla öldürüldü.
• Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
• 13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
• 39 ton gazete ve dergi imha edildi.
• Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
• 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
• 14 kişi açlık grevinde öldü.
• 16 kişi kaçarken vuruldu.
• 95 kişi çatışmada öldü.
• 73 kişiye doğal ölüm raporu verildi.
• 43 kişinin intihar ettiği bildirildi.
0 Yorum