Korona Karantina Günleri…

Korona Karantina Günleri…

25 Mart 2020 Çarşamba 20:44:53

Bakanlığın Koronavirüs nedeniyle 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı bulunanlara sokağa çıkma kısıtlaması getirmesi sebebiyle 15 Mart tarihinden bu yana evden dışarı çıkmıyorum. Kendimi evimde karantinaya aldım. Çünkü, Koronavirüs’ün ölümcül hedef kitlesi arasında bulunanlardan biriyim. 60 yaşındayım. Koah, yüksek tansiyon ve şeker hastasıyım.

1980 darbesinde Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'na ( KOAH) yakalandım. 40 yıldan bu yana raporlu Koah hastası olarak tedavi altındayım. 1999 depreminde ise yüksek tansiyon hastalığına yakalandım. 20 yıldan bu yana raporlu olarak tedavi altındayım. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, 2014 yılında Yalova Belediye Meclis Üyesi seçildikten sonra da şeker hastalığı (Diyabet)’na yakalandım. 6 yıldan bu yana da kontrol ve tedavi altındayım.

Hal böyle olunca da, yukarıda ifade ettiğim gibi Koronavirüs’ün öldürücü hedef kitlesindeyim. Geçmiş yıllarda H1N1’e yakalandığımda oldukça fazla zorlanmıştım.  " İşte Faruk her şey buraya kadarmış" dediğim de çok olmuştu. Geçen yıl yaşadığım bu zorlu sınavdan sonra ilk olarak aşı olmuştum. Şimdi yeniden zorlu bir sürecin içine giriyorum. Tek amacım Coronavirüs’e  yakalanmamam. Eğer yakalanırsam babamdan sadece bir yıl fazla yaşamış olacağım…

Karantina günlerini bir fırsata dönüştürme amacındayım. 35 yıllık gazetecilik arşivimi daha düzenli hale getiriyorum. 20 yıl aradan sonra yeniden kitap yazmaya başladım. Yazmaya başladığım beşinci kitabım olacak..Yalova’da yaşanmış gerçek insan öykülerini anlatan güzel bir çalışma olacak.  Sigara dumanının olmadığı bir ortamda sadece balkona çıkarak bol bol oksijen soluyorum. Evin içerisinde odadan odaya her gün yaklaşık 2 Km hızlı adamlarla yürüyorum.  Eşim ve kızımın yaptığı yemekleri ancak böyle sindirebiliyorum.

Karantina günleri, kaybolan aile bağlarını yeniden kurmamıza fırsat olabilir.  Eski dostlarınızı hatırlayabilir, hatır sorabilir, eski aile fotoğraflarınızı arşivlerden çıkartıp büyüklerinizi bir kez daha rahmetle anabilirsiniz. Yada evinizin kütüphanesinde bulunan kitapları yıllar sonra okuyarak hafızanızı tazeleyebilirsiniz.

Karantina günlerindeki en olumsuz tablo ise televizyon izleme oranlarında artışla birlikte sosyal medya şarlatanlarının etkin ve egemen olması ülkemizin geleceği açısından beni karamsarlığa sevk ediyor.  Üstelik, her şeyi bilen, her şeye maydanoz, her şeyin uzmanı, televizyon kanallarının kadrolu elemanlarının ülkeyi bilgilendirmeye devam ediyor olması da bir başka olumsuz tablo olarak karşımızda durmakta...

Anlaşılan o ki, karantinadan sonra her şey çok değişecek. Zaten insanoğlu bu değişime karantinalı günlerde ilk adım atmaya başladı. Bilişim sektörünün ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Evimize , yoğurdumuzu, makarnayı internet ortamından sipariş vererek getirmeye başladık.  Yalova’da ki resmi kurumlar sanal ortamdan alışveriş yapan  iş yerleri ve marketlerin adreslerini açıkladı. Karantina sonrasında da alışverişlerin kayıt altında kredi kartlarıyla gerçekleşeceği uzaktan alışverişlerin yapılacağı bugünden belli oldu.

Uzaktan eğitimin, uzaktan çalışmanın tüm dünyada etkin bir şekilde uygulamaya geçildiği günümüzde Yalova Belediye eski Başkanı Yakup Koçal'ın  bundan tam 10 yıl önce belediye meclis kararıyla uygulamaya koyduğu 'Zaman ve Mekandan Bağımsız Kamu Yönetimi Sistemi' (ZAMBAK) projesiyle personelinin yarısı evinde çalışmaya başlamıştı. Kademeli olarak personelin büyük bir bölümü de uzaktan çalışmaya geçilecekti.. Ancak bu proje 2014 yılında Koçal'ın seçimleri kaybetmesi sonrasında sonlandı. Bugün geriye dönüp bakıldığında ZAMBAK projesinin değil Yalova için, Türkiye için ne kadar önemli olduğu da  ortaya çıkmıştır.        

Umarım en kısa zamanda bu karantinalı dönemi geride bırakırız. Şimdilik tek düşüncemiz kaygımız sağlığımız.  Bu süreci, hem kendiniz hem de diğer insanlar için  mümkün olduğunca evde kalın...

Sağlıcakla Kalın…

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!