Uğur Mumcu Yaşasaydı...
Uğur Mumcu Yaşasaydı...
24 Ocak 2010 Pazar 00:00:00

Uğur Mumcu, bundan tam 17 Yıl önce 24 Ocak 1993 yılında evinin önünde düzenlenen hain bir bombalı saldırı sonucu katledildi. Uğur Mumcu'nun Cinayetinin ardından tam 17 yıl geçti. Uğur Mumcu cinayetinin ardından Araştırma komisyonları kuruldu, birçok soruşturmalar açıldı. 11 Temmuz 2000 tarihinde "Umut Davası" adıyla bir başka dava açıldı. 24 Ocak 1993 günü, arabasına kurulan ve patlama gücü yüksek C-4 plastik patlayıcısından oluşan harekete duyarlı bombanın patlamasıyla katledilen Mumcu’nun cinayet failleri aradan 17 yıl geçmesine rağmen bulunamadı.

1985 Yılında Gazeteciliğe başladığım Cumhuriyet Gazetesinde Uğur Mumcu’yu tanımak, onunla birlikte çalışmaktan hep onur duydum. Bir gün gazetedeki çalışma odasına girerek kendisine Yalova’da Atatürk’ün Yürüyen Köşk’ü’nün hiçbir gerekçe gösterilmeden 12 Eylül Darbesinden sonra halkın ziyaretine kapatıldığını söylemiş ve bu konuda kendisinden yardım istemiştim. Uğur Mumcu “Sen Yalovalısın, bu olaya önce sen sahip çıkmalısın, yılmadan bu olayı takip et” diyerek beni cesaretlendirmişti.

Uğur Mumcu’nun katledildi haberi geldiği an Cumhuriyet Gazetesinin önünde toplanan binlerce kişi “Mumcu’nun Katili Kontrgerilla” diye bağırıyordu. Ankara’da kaldırılan cenazesine gittiğimde de yine binlerce kişi Uğur Mumcu’yu yine aynı sloganlarla uğurluyordu.

Uğur Mumcu hiçbir konuyu boşuna araştırmamış, hiçbir soruyu da laf olsun diye soran bir Gazeteci değildi. Güç odaklarına, yolsuzluklara, uygulamadaki usulsüzlüklere Gazetecilik yaşamı boyunca belgeleyerek karşı duran Uğur Mumcu 24 Ocak 1993’te katledilmesiydi acaba bugüne kadar yaşatırlar mıydı ?

Eğer ki yaşasaydı; “Ben Atatürkçüyüm. Ben Cumhuriyetçiyim. Ben Devrimciyim. Ben antiemperyalistim. Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım. Ben özgürlükçüyüm. Ben insan haklarının savunucusuyum. Ben yobazların, vurguncuların, işbirlikçilerin düşmanıyım” diyen sürekli darbelerin karşısında olan Uğur Mumcu, bugün yaşasaydı muhtemeldir ki, darbe yanlısı olarak gösterilir belki de, Ergenekon sanıklarından biri olur du !? .

Uğur Mumcu Kimdir?
1942 Yılında Ailesi Ankaralı olmasına karşın, babasının görevi nedeniyle bulundukları Kırşehir’de, 22 Ağustos 1942'de doğdu. Babası Ankara'ya atanınca, Ulus'taki Balık pazar’ında bulunan Devrim  İlkokulunda başladığı ilköğrenimini, Bahçelievler' deki Ulubatlı Hasan  İlkokulunda tamamladı.

1961 yılında girdiği Ankara Hukuk Fakültesini 1965 yılında tamamladı. Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanıyken onun öncülüğünde yapılan toplantılara zamanın politikacıları,  bilim ve sanat insanları çağrılıyor, katıldığı "münazara”lardaki başarılarıyla dikkati çekiyordu. 12 Mart Darbesiyle birlikte aydınlara yönelik baskıcı tutumundan o da payına düşeni aldı. Doğan Avcıoğlu'nun  yönetimindeki Yön dergisinde 29 yaşında bir öğretim görevlisi olarak  yazıyordu. Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada, "orduya" hakaret etmekle suçlanarak tutuklandı. Açılan davada, 7 yıl hapse  mahkûm edildi.

Bir yıl cezaevinde yattıktan sonra cezanın Yargıtay'ca bozulmasından sonra serbest bırakıldı askere alındı. Tuzla Piyade  Okulundaki üç aylık eğitimden sonra, okul yönetiminin "kötü hal ve düşünce  sahibi" diye suçladığı Uğur Mumcu, "er" çıkarıldı; "Sakıncalı Piyade" oldu.  Askerliğini Ağrı'nın Patnos ilçesinde tamamladı.

"Sakıncalı Piyade" sayıldığı için onurunun kırılmadığına inandığından, yedek subaylık hakkı ve aylıkları için simgesel bir tazminat isteğiyle dava açtı.  Yedek subaylık hakkı geri verildi, ancak askerliği sırasında kendisi için  yapılan tüm harcamaları tazminat tutarından düşüldü. Yaşadıkları, gülmece ustaları için bulunmaz bir malzemeydi
19 Temmuz 1976' da evlenen Mumcu, 
Siyasilere yönelttiği eleştiriler yüzünden, yazıları aleyhine birçok dava  açıldı. Hepsinde de Mumcu'nun haklılığı kanıtlandı. 1979 yılında, Türk Hukuk  Kurumunca "Yılın Hukukçusu", aynı yıl Çağdaş Gazeteciler Derneğince "Yılın  Gazetecisi" seçildi.  Daha sonraki yıllarda bir çok kez başarı ödülleri aldı.

1975’te Cumhuriyet Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmaya başladı. Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe adlı kitapları 1977’de yayımlanan Mumcu, 1978’de Sakıncalı Piyade’yi Rutkay Aziz’le birlikte tiyatroya uyarladı. Bu oyun Ankara Sanat Tiyatrosu’nda 700 kere sahnelendi. 1978’de Büyüklerimiz adlı kitabını yayımlayan Mumcu, 1979’da Çıkmaz Sokak ve 1981’de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak" amacıyla yazdığı “Silah Kaçakçılığı ve Terör” adlı kitapları yayımlandı.

Papa’yı öldürme girişiminde bulunan Mehmet Ali Ağca’yı inceleyen Mumcu’nun çalışmaları 1982’de Ağca Dosyası adıyla yayımlandı. 1983’de onunla cezaevinde röportaj yapan Mumcu, daha sora Papa-Mafya-Ağca adlı kitabını yayımladı. 1987’de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları yayımlanan Mumcu’nun, 1991’de en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 adlı kitabı yayımlandı. .Ailesi 1994 Ekim ayında Mumcu’nun anısı için Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nı kurdu.

 
 

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!