Yakup Koçal’a Açık Mektup
Yakup Koçal’a Açık Mektup
2 Kasım 2009 Pazartesi 00:00:00

Yalovalı Çoban Mustafa’yı (Demir) tanımasanız da mutlaka ilkokulda ders kitaplarında, Tarih Kitaplarında adına rastlamışsınızdır. “Atatürk ve Sığırtmaç Mustafa” arasındaki diyalog bugün bile anlatılır. Türkiye, Çoban Mustafa’yı Atatürk’ün himayesine aldığı bir çocuk olarak tanımış ve elinden tutulması halinde bir Sığırtmaç'tan başarılı bir devlet adamının nasıl olacağını öğrenmiştir. Atatürk’le tanışma serüveni gazete haberlerine, öykülere hatta şiirlere bile konu olmuştur. Büyük Atatürk, Yalova’lı Çoban Mustafa ile Yalova’da (16 Eylül 1929) karşılaşmıştı. Atatürk bu karşılaşma da, okumak isteyen Sığırtmaç Mustafa’yı aynı yıl himaye altına alıp okutturmuştu. Sığırtmaç yada Çoban Mustafa ile benim tanışmam 1969 yılında bundan tam 40 yıl önce olmuştur. 0 yıllarda kendisini tanımış ve Atatürk’le olan diyalogunu defalarca dinlemiş ve Atatürk’e olan sevgim, Sığırtmaç Mustafa’dan sonra hayranlığa dönüşmüştü.

Çoban Mustafa’ya Sahip Çıkamadık
Tarihe mal olmuş, Tarih kitaplarında yer almış Sığırtmaç Mustafa’yı ne yazikki biz Yalovalılar yok saydık, unuttuk. Oysa Çoban Mustafa, Atatürk ile Yalova’da değil de başka bir il de, ilçede karşılaşmış olsa, inanın o yöre halkı Çoban Mustafa’nın o bölgede heykelini dikerdi. Ama bizler, Atatürk’ün bıraktığı eserlere sahip çıkmayıp, talan ettiğimizden Çoban Mustafa’ya da sahip çıkamadık. Sığırtmaç Mustafa’yı tanıma ve ondan Atatürk’ü defalarca tanıma olanağı buldum. Her seferinde Atatürk ile anılarını anlatırken gözlerinin dolu dolu olduğunu anımsıyorum.

Çoban Mustafa’yı Tanımak
Çoban Mustafa’yı ilk kez 1969 Yılında şimdiki Karizma’nın yanındaki Yağcı İş Hanının bulunduğu yerde olan ve Pastacı Mustafa’nın çalıştırdığı Saray Pastanesinde tanımıştım. Pastacı Mustafa, Eşref Yağcı ve Çoban Mustafa ayrılmaz bir üçlüydü. Oraya çok sık gider Çoban Mustafa’yı dinlerdim. Boş zamanlarımı Saray Pastanesinde geçirir olmuştum. Pastacı Mustafa’ya yardım ederdim. Sonrasın da burada okuldan ayrı kalan zamanlarımda çırak olarak çalışmaya başladım. 1970'li yılların ortalarında tam 3 yıl burada çırak olarak çalıştım ve her sabah sıcak bir bardak çayı Çoban Mustafa’ya ellerimle ben götürürdüm. Yalova ve insanına gönül koymuş, herkese yardım eden bir yapısı vardı..

Yalovalılar Sevgi Saygı Gösterirdi.
Bu süreler içersinde Sığırtmaç Mustafa’dan sık sık Atatürk’ün Yalova’ya ne kadar önem verdiğini defalarca dinledim. Atatürk’ün Millet Çiftliğini Yalovalılara bağışladığını, buraların çok çok ilerde değerleneceğini her fırsatta dile getiriyordu. Çoban Mustafa’yı Yalovalılar büyük bir saygı gösterirdi. Sabah evinden çıkıp Cumhuriyet caddesindeki Saray Pastanesinin önüne gelene kadar onlarca kişiyle selamlaşır, sonra da Eşref Yağcı’nın Pastanenin önüne kurduğu küçük sebze tezgahın başına geçer Eşref Yağcı ile uzun bir sohbete dalar, kimi zaman da tezgahta Eşref Yağcı’ya yardım eder müşterilere bakardı.

Atatürk ve Çoban Mustafa
Mustafa Demir, (Çoban Mustafa) çocukken Yalova’da sığırtmaçlık(çobanlık) yaparak ailesinin geçimine katkıda bulunurken, 1929 yılında gezinti yaparken yolunu kaybeden Cumhurbaşkanı Atatürk ile karşılaşması, bütün yaşamını etkiledi. Kendisine yolu tarif etmiş ve sorularına rahat tavırlara cevap vermişti. (Atatürk’le, Çoban Mustafa’nın arasında geçen diyalog bugün tarih kitaplarında yer almıştır). Atatürk, bir süre sonra kendisini buldurup yanına getirtti; Tanıştığında sıtma olan Mustafa’yı tedavi ettirdi ve okuttu.Kuleli Askeri Lisesi’ni bitirdi. 1941 yılında Kara Harp Okulu’ndan Teğmen olarak mezun oldu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katıldı. 1954 yılında, Makbule Atadan tarafından manevi evlat olarak kabul edildi. Atatürk, Çoban Mustafa’ya sahip çıkmakla, Yalova’da Yürüyen Köşk’te olduğu gibi  gelecek kuşaklara önemli bir mesaj vermiştir. 1960 yılında kalp rahatsızlığı nedeniyle binbaşı rütbesindeyken emekliye ayrıldı ve ömrünün son yıllarını Yalova’da geçirdi. 15 Ocak 1987’de yaşamını yitirdi ve Yalova’da toprağa verildi.

Yakup Koçal’a Açık Mektup
Sayın Başkan, Bir kenti büyük kent yapan olgunun o kentin değer ve tarihine sahip çıkmak olduğunu düşünüyorum. Tarih kitaplarında Yalovalı Sığırtmaç Mustafa olarak yer almış ancak onu anlayamamış bir kentin insanı olarak şimdi utanç içersinde olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu yazıyı yazarken sizlerin geçtiğimiz günlerde, 29 Ekim Cumhuriyet töreninde kortej eşliğinde yürüyen askerleri izlerken gözyaşlarınıza hakim olamadığınızı da öğrendim. Ve bu davranışınızdan yola çıkarak bu önerimi ciddiye alacağınızı düşünerek sizlere seslenmeyi uygun buldum. Çünkü, Atatürk’ün sahiplendiği Çoban Mustafa’yı sahiplenmek Atatürk’ü sahiplenmek demektir. Çoban Mustafa’nın Heykelini Yalova Cumhuriyet Meydanına yaparak Yalova’nın bir değerini gelecek kuşaklara aktarmaya ne dersiniz….

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!