Yalova’da İşlenen Kent Suçları...
Bir kenti kent yapan o kentin meydanıdır. Çünkü, bir kentin meydanı, o kentte yaşayan insanların kentlilik bilincini ve sosyal yapısını da ortaya çıkartır. Meydanlar, dünyanın hangi ülkesinin şehrine giderseniz gidin o kentin aynası olmakta.
Bir kenti kent yapan o kentin meydanıdır. Çünkü, bir kentin meydanı, o kentte yaşayan insanların kentlilik bilincini ve sosyal yapısını da ortaya çıkartır. Meydanlar, dünyanın hangi ülkesinin şehrine giderseniz gidin o kentin aynası olmakta. Çünkü, Kent meydanları o kentin gerçek kimliğini yansıtır. Bir Kentin meydanını gördüğünüzde o kenti yönetenler ve o kentte yaşayan insanlar hakkında düşünce sahibi olabilirsiniz...
Kendini Bu Kente Ait Hssetmeyenler...
Kentlilik bilinci kavramı ile ifade edilmek istenen de, kentte yaşayanların kentle bütünleşmesi, kendini bu kente ait hissetmesi ve dolayısıyla kente karşı sorumluluk duygusu taşımasıdır. İnsanların kendilerini yaşadıkları kentle özdeşleştirmemesi, kendisini o kente ait hissetmemesinin sonucu olarak bu kente karşı bir sorumluluk duygusu da oluşmamaktadır.Tüm bunlar olmadığı ve bu bilince ulaşmadıkları içinde kente yönelik saldırılar ve işgallerde devam etmektedir.
Kentlilik Bilinci Olmayınca…
Yalova’da kentlilik bilincine önem verilmemesinden dolayı bugün adına ister vandalizm, ister şehir suçları deyin Yalova’nın kent dokusuna zarar veren, anti-sosyal yaşam tarzı giderek yaygınlık kazanmıştır. Çağdaş yaşama uygun olmayan davranışlar, yeşil alanlar, parklar, kent mobilyaları, spor parkları gibi halkın ortak kullanımına açık olan yerlerde kent bilincine uygun olmayan davranışlarla parçalanıyor. Ki, bu yönde saldırılar son dönemlerde giderek daha fazla görüyoruz. Yalova’da cadde ve sokakların işgallerinden sonra sıra kaldırımlara da geldi. Yalova’nın birçok caddesinin kaldırımları, parkları ve caddeleri adeta işgal altındadır.Tüm bunlar, Yalova’da kent bilincinin olmadığını da bize gösterdiği gibi Yalova'nın da iyi yönetilmediğini de anlatmaktadır....
İşgal’de Sınır Tanımıyoruz..
Son yıllarda yoğun ve planlanmamış, sağlıksız göçler yüzünden Yalova hızlı bir çarpık kentleşme süreci yaşamıştır. Ancak, buna karşılık kentlileşme ve kent bilinci aynı yoğunlukta gerçekleşememiştir. Bu nedenlede, Yalova’nın hızla giderek kendine özgün kimliği de yok olmaya başlamıştır. Yalova’nın bugün geldiği en önemli konularından biri kentlilik bilincinin ve bu kente aidiyet duygusunun olmamasıdır. Aslında bütün mesele de bu: Yaşadığımız her alanda önemsiz dediğimiz, doğrudan kendimizi ilgilendirmiyor, etkilemiyor dediğimiz bu işgaller ve uygulamalar belli bir zaman dilimi sonrasında “başkalarının” rant mekanı, Yalova insanı içinse “işgal edilmiş” yasak alanlar oluyor...
İşgal, Caddelerden Sokaklara Çıktı...
Elbette, Yalova’da kent kültürü bilincinin olmamasının getirdiği sonuçlardır tüm bunlar. Yaşananlar, Yalova’da aidiyet duygusunun gelişmemesi, bireylerin, kente karşı kendini yabancı hissetmesi, birkaç kişiyi mutlu etme, binlerce kişiyi ise mağdur etme pahasına, Yalova’da göz göre göre, halkın ortak kullanım alanı kişilerin istek ve gereksinimlerine tahsis ediliyor. İşyerlerine“ kaldırımları da” ekleyip, alanı büyütme gayreti içerisinde olanların sayısının artması artık Yalova insanı içinde sıradan bir olay haline geldi..
İşgale Sessiz Kalmak Bir Kent Suçudur...
Günümüz Yalova’sında Türkiye’nin değişik bölgelerinden gelen göçün ardından son olarak Ortadoğu’dan gelenlerle birlikte Yalova’ya ait olmayan yeni bir yaşam kültürü de ortaya çıkmıştır. Yalova’da yaşayanlara yönelik geldikleri ülke yada kentlerin yaşam biçimleri dayatma olarak karşımıza çıkmaktadır.Tüm bu olumsuzlukları giderecek olan Siyasi erk ve yerel yönetimler ise; Yalova’yı yalnızca kendisinden çıkar sağlanacak bir nesne olarak görenlere yönelik yasa ve yönetmelikleri uygulamak yerine oy kaygısıyla sessiz kalmayı tercih etmekte. Ne yazik ki; bu Kenti yönetenler 'Kentlilik Bilinci' aşılamak yerine, oy kaygısıyla işgalcilerin her isteğini yerine getirerek, kent bilincinin dibe vurmasına bugüne kadar zemin hazırlamışlardır.
Yalova Kendi Dokusunu Kaybetti....
Yalova’da yoğun göçün ve kültürel erozyonun giderek dibe vurmasıyla birlikte sosyal, kültürel yaşamda önemli yaralar aldı. Elbette çıkan bu sonuç ile birlikte Yalova’nın şehir magandaların sayısı da buna paralel olarak arttı. İşte geçtiğimiz hafta, Yalova’nın sevilen esnaflarından 3 çocuk babası Balıkçı Tahir Ünsal, kent merkezinde dövülerek katledildi. Bu kentte şehir eşkiyalarının sayısının giderek artması insanların sadece mal değil, can güvenliğini de tehdit eder hale gelmiştir.
Kaldırımlar Otopark Alanı Oldu...
Dünyanın hiçbir çağdaş ülkesinin kentinde, Otopark’a sadece 20 metre uzaklığında bulunan bir gezi ve park alanının tam ortasına park edildiğini görebilir misiniz?Ama bu Yalova’da pek mümkün. Cumhuriyet Meydanında da son günlerde araç parkı haline getirildiğini görüyoruz. Badgodesberg parkına şöyle bir göz atın. Gezi ve park alanındaki araç sayısını da göreceksiniz. Oysa sadece 50 metre uzaklıkta otopark olmasına karşın buralar park yeri olarak kullanılmakta. Bunun nedeni çok basit denetimsizlik ve görmemezlikten gelme...
Ana Caddeler Oto Park Olmasın...
Peki ? Dünyanın hiçbir şehrinde o kentin ana caddelerinin her iki yanına araçların park ettiğini görebilir misiniz? Bu da Yalova’da pek mümkün. Hatta bu duruma artık tahammül edemeyen ve geçtiğimiz hafta yazılı bir basın açıklaması yapan YTSO Başkanı Tahsin Becan " Her ne kadar Otoparkların sayı olarak yetersiz olduğu söylense de, daha önce birçok kez gördük ki Yalova’ya ziyaret, miting, açılış, temel atma gibi etkinlikler için gelen Devlet Büyüklerimiz olduğunda Cengiz Koçal Caddesi, Cumhuriyet Caddesi, Fatih Caddesi, Şehit Ömer Faydalı gibi caddelerde hiç araba kalmadan yani otoparksız caddeler yaratılabiliyor.Özellikle ana caddelerimizde otopark yasağı getirilmesi konusunda adım atılması gerekliliğini düşünüyoruz” diyerek yetkililerden yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasını ve arsızca yapılan işgallerin artık sona erdirilmesini talep etti.
0 Yorum