Yalova Eşkiyaları...
Avrupa’nın sayılı zenginlerinin günlerce, haftalarca dur durak demeden kumar oynayarak eğlence hayatının en yaygın yaşandığı yer Yalova Termal Kaplıcalarıydı. Günümüzdeki Las Vegas, o dönemler Termal Kaplıcasıydı.
Gerek Osmanlı döneminde, gerekse de Cumhuriyetin ilk yıllarında Yalova’daki eşkıyaların varlığı ve acımasızlığı dünya çapında ün kazanmıştır. Yalova bölgesinde Osmanlı döneminde ortaya çıkan ve ün kazanan eşkıyalığın nedeni ise Termal Kaplıcalarının o dönemler Dünyanın en önemli kumarhane merkezinin olmasıdır.
Avrupa’nın sayılı zenginlerinin günlerce, haftalarca dur durak demeden kumar oynayarak eğlence hayatının en yaygın yaşandığı yer Yalova Termal Kaplıcalarıydı. Günümüzdeki Las Vegas, o dönemler Termal Kaplıcasıydı. Dünyanın sayılı zenginlerinin eğlenmek ve kumar oynamak için buraya gelmesiyle birlikte çeteleşme yapılaşmaları da başlayarak her türlü soygun, adam kaçırma, cinayetler zinciri bu çeteler tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bu olayları, 1910 Akköy doğumlu olan ve 97 yaşında geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybeden eşimin büyükannesi Şehriban Ceylan tarafından defalarca dinlemiştim. Geçtiğimiz haftalarda internette tesadüfen görüp satın aldığım Ziya Şakir tarafından kaleme alınan ve Sultan Abdülhamit’in fedaisi Gavur Mehmet’in yaşamını anlatan ” Yalova Eşkiyaları” adlı kitapta anlatılanlar bu gerçeği de doğruluyordu.
Saraya Yakın Bronzo Ailesi Termal Kaplıcalarını İşletiyor….
Termal Kaplıcaları Osmanlı döneminde Sultanhamid’ten 25 yıllığına Sarayın adamı Fransız tüccar, Bronzo ailesine 25 yıllığına işletmek için verilir. Bronzo’nun eşi Madam Manye Bronzo’da sarayın baş ebesi olarak görev yapmaktadır. Bronzo’nun saraya yakın olması nedeniyle Termal Kaplıcalarının işletim hakkı Bronzo ailesine verilmesiyle birlikte, burada tadilatlar, oteller ve gazinolar yapılarak Avrupa’nın zenginleri düzenledikleri turlarla Termal Kaplıcalarına gelerek, burada düzenledikleri kumar partilerine gelerek gazinolarında eğlenir, şifalı suları hamamlarında dinlenirdi. O dönemler, Termal Kaplıcaları bugünün Las Vegas’ıdır. Buraya külçe külçe altınlarla gelen zenginler, kesintisiz olarak kumar oynarlardı.
Termal Kaplıcaları Avrupa’da Adından Söz Ettiriyor…
Mösyö Branzo, Termal’e, Avrupa’dan getirdikleri fotoğrafçılar ve gazetecileri burada ağırladıktan sonra, mecmua ve gazetelere verilen ilanlarla Termal çok kısa süre içinde tüm dünyada tanınır oldu. ( Osmanlı Döneminde çekilmiş Renkli Termal Fotoğrafları da buradan kalmıştır) Daha sonra da buranın ününü Türkiye’nin zenginleri duyarak gelmeye başladı. NemlizadeTahsin Paşa’da, bu kervana katılanlardan biriydi. Termal Kaplıcalarına zenginlerin kumar oynamak için akın akın gelmesi üzerine üzerine, çeteleşmeler ve eşkıyalık da işte bu dönemde hayata geçer.
Yalova Eşkıyalarının Ortaya Çıkışı…
Dünyanın en zenginleri ve Dünyanın en güzel kadınları Termal’de buluşmaya başlayınca, Termal’deki paranın kokusunu, dünyanın bir ucundan alan çeteler ve eşkıyalar, Yalova Termal karayoluna pusular kurarak, gelen zenginleri soyar, yakınlarını kaçırarak fidye isterlerdi. Direnenleri de gözdağı vermek için boğazlarını keserek öldürürlerdi. Artık, Ermeni, Rum, Bulgar çeteleri ile yerli işbirlikçileri Yalova ve çevresinde karargah kurmuşlardı. O dönemin en ünlü çetesi ise Lefter çetesiydi. İşte o günlerde, Nemli zade Tahsin ile yanındaki Tüccar Ziya Bey, civar köylerden oluşan ve kendisine Lefter çetesi süsü veren eşkıyalarla karşılaşınca yanındaki adamları ile birlikte bu çeteyle çatışmaya girmiş ve Ziya Bey’in fidye için kaçırılmasını da önlemişti. Bu olayı duyan Lefter ve çetesi kendisinin adını kullanan çetenin elemanlarını da bir gecede yok etmişti.
Yalova’da Eşkiyaların Çete Savaşları…
Yalova eşkıyalarının en ünlüsü ve en kalabalık üyesi olan Lefter , Nikoli ve Manol çetesiydi. Onlarca çete reisi ve reislerine bağlı yüzlerce eşkıya, zaman zaman kendi aralarında pay kavgası ve silahlı çatışmalar da yaşardı. Yaşanan büyük soygunlar ve işlenen cinayetlerin ardından Çete reisi Lefter, Yalova’nın Kılıç köyüne gelerek burada ermeni kökenli Baba Rupen’in çiftliğinde günlerce saklanarak izini kaybettirirdi. Çete reislerinin en büyük yardımcıları Termal Kaplıcalarında, Branzo’nun yanında garson , aşçı ve hizmetli olarak çalışanlardı. Zenginleri çete reislerine ihbar ederek, ganimetlerden pay kaparlardı. Eşkiyalar, Yalova ve çevresinde ormanlık alanda gizlenir ve buralarda kamp yaparlardı. Branzo ailesi Yalova eşkıyalarından korunmak için, profesyonel bir müfreze kurarak önlem alsa da eşkıya sayısının çok fazla olması nedeniyle bunlarla başa çıkamayınca SultanHamid’e bir mektup yazarak, o günkü durumu şöyle anlatır:
Eşkiyaların Bertaraf Edilmesi İçin Saray’dan Yardım İstenir…
“ Saadetlü efendim; Mıntıkamız dâhilinde türüyerek gittikçe artan ve yaptıkları cinayetlerden köylüleri bıktırıp usandırmış olan Yalova eşkiyalarının irtikap ettikleri fezahat zat-i hazdreti Padişahı son derece müteessir etmektedir. Mülkiye memurluğunun gevşekliği nedeniyle bu şekavetin devam etmektedir. Buna binaen bu çetenin def-ü tenkili hususu uhdei dirayetinize tevdi edilmesidir. Artık bu şekavet meselesinin bir an evvel önüne geçilmesi için her gün sarayı hümayesine gelerek eşkiyalar yüzünden Yalova kaplıcalarından istifade etmek isteyen sefaretler erkanının şikayetlerin nihayet verilmesi için Zatı Sahaneye bilhassa matlup ve mültezim olduğundan o suretle olunmasını temenni ederim”
Sultan Abdülhamit’in Fedaisi Gavur Mehmet devreye Girer…
Saraya yapılan bu şikayet üzerine, Sultan Abdülhamit tarafından özel olarak görevlendirilen ve Sultan Abdülhamit’in hafiyesi Gavur Memet Yalova’daki eşkıyalığın sona erdirilmesi için görevlendirilir. Ancak, eşkiyalığın ve çetelerin sayısının çok fazla olması, hatta Termal’de çalışan Bronzo’nun adamlarının da bu eşkiyalarla işbirliği yapması nedeniyle, eşkiyalık bir süre daha devam eder ve onlarca kişi katledilerek kaçırılır. Ne zamanki, Sultan Abdülhamit ve sarayın baş ebesi Bronzo’nun eşi Madam Manye Bronzo fidye için kaçırılınca, olaya bizzat Sultan Abdülhamit devreye girer. Fidye karşılığında hazine tarafından işaretli paralar basılarak, Bronzo’nun eşi kurtarılar. Sonrasında ise binlerce Osmanlı askeri Yalova ve çevresini kuşatarak çete üyelerini bertaraf ederler, Ancak eşkıyalardan ve çete üyelerinden korkan zenginlerde o günden sonra Termal Kaplıcalarıyla ilişkilerini de kesmek zorunda kalırlar…
Büyük Önder Atatürk Termal’i Koruma Altına Alır…
Bilindiği gibi, Cumhuriyet döneminde ise Atatürk’ün Yalova Termal’e gelmesiyle birlikte Termal’in çehresi değişir. Ve TBMM’de çıkartılan kanunla birlikte koruma altına alınması talimatını verir. Ve böylece Türkiye’de ilk kez bir toprak parçası Atatürk’ün isteği ile TBMM’de kanunlaşarak, ölümünden aylar sonra, 26 Haziran 1939 yılında çıkartılan 3653 sayılı yasanın 20 maddesiyle koruma altına alınır. Yalova Termal Kaplıcalarının 13. maddesi ise şöyle” Yalova Kaplıcaları İşletme İdaresine ait mallar, eserler devlet malıdır. Bunları çalanlar, ihtilas edenler veya her ne surette olursa olsun suiistimal edenler, devlet malları hakkında ika olunan bu gibi suçlara müretteb cezalara tabidir” Termal Kaplıcaları çıkartılan kanunla birlikte 1939 yılında Sağlık Bakanlığına, 1952 Yılında Denizcilik Bankasına, 1980 Yılında ise Turban’a devredildikten sonra yeniden Sağlık Bakanlığına devredildi
0 Yorum