Yalova Esnafı Nasıl İntihar Etti?
Yalova Esnafı Nasıl İntihar Etti?
18 Eylül 2007 Salı 01:00:00

Sitemizin yazarlarından Vefa Salman ve Ahmet Özsümer son köşe yazılarında Yalova esnafının can çekiştiğini ve öldüğünü yazdılar. Yalova’daki ekonomik durgunluktan ötürü iş yapamadıklarından yakındılar.

İki yazarımızın bu görüşlerini de sitemizin karikatüristi ComEdi, yaptığı çizimle Yalova esnafının cenaze namazını merkez camiden kaldırıldığını vurgulayarak iki yazarımızın görüşlerini böylelikle perçinledi. Ama ben hem iki yazarımıza hem de karikatüristimize katılmıyorum. Neden mi? Çünkü, Yalova esnafı ölmedi, öldürülmedi, intihar etti!

 

Yalova’nın sosyo-ekonomik yapısı ortada. Hatta deyim yerindeyse Yalova’yı bir esnaf kenti olarak da nitelendirebiliriz. Çünkü, bir başka kent yoktur ki her 10 kişiden birinin esnaflık yaptığı.Hatta hiçbir şey olamayanların esnaflık yaptığı bir kentte esnafın bu konuma geleceği bir gerçekti. Üstelik, Esnaflığı “esnaf” gibi yapanların kalmadığı bir kentte.

 

Her Konuta Bir İşyeri Düşüyor
Her sokak başında, kelimesinin yetersiz kaldığı hatta her apartmanın altında birkaç esnafın bulunduğu Yalova’da tam olarak kayıtlı 17.874 esnaf bulunuyor. Ayrıca YTSO’ ya bağlı olarak 3500 Tüccar faaliyet gösteriyor. Sonuç olarak; her iki odaya bağlı toplam 21.374 esnaf-tüccar bulunuyor. Yalova genelinin 2006 verilerine göre toplam nüfusunun 212 bin olduğunu hatırlatmak isterim.

 

Yalova geneline bu rakamı kıyasladığımızda her 10 kişiye bir işyerinin düştüğü ortada. İşyerlerinin Yalova kent merkezinde yoğunlaştığı bilinen bir gerçek. Yalova kent merkezinde 14 bin civarında aktif işyeri bulunuyor. Yalova kent merkezinde yine 2006 verilerine baktığımızda nüfusun 98 bin kişi olduğunu görüyoruz. Rakamlar yalan söylemediğine göre; İster inanın ister inanmayın? Yalova kent merkezinde her 7 kişiye bir işyeri düşüyor. Bir başka ifadeye göre bugün Yalova’da her bir aileye neredeyse bir işyeri düşmekte!

 

Bu Duruma Nasıl Gelindi?
Yalova’da esnafların bugün iş yapamaz duruma gelmesinin önemli birkaç nedeni vardır! Birincisi; Yalova’da gereğinden fazla aynı sektörde faaliyet gösteren esnafların sayısal fazlalığıdır.

 

İkincisi, Yalova esnafının, hantal ve iş bilememesidir

 

Üçüncüsü; istihdam alanlarının yetersiz olması ve geçimini sağlayabilecek iş güç sahibi olamayanların elindeki tüm sermayeyi esnaflığa yatırmasıdır.

 

Dördüncüsü; Sektörün babadan oğla devredilmesidir.
Beşincisi; niteliksiz göç sonrası göç edenlerin esnaflığa soyunması ve kendi kitlesine yönelik satış yapmasıdır.

 

Ve en önemlisi de; Yalova’da işsizliğin yaygın oluşu ve tüketimin olmayışıdır. Çünkü üretim olmayınca tüketimde yapılmamaktadır. Yalova halkının alım gücünün düşmesi ve süper marketlerin iğneden ipliğe her şeyi satması da önemli etkenlerin başında gelmektedir.

 

Gelenek, Geleceğe Uymadı!
Bir başka deyişle Yalova esnafı, geçimini ekonomik yaşantısını bugüne kadar yazlıkçılara göre düzenlemiş ve bu alışkanlığını gelenek haline getirip bugüne kadar devam ettirmiştir.

 

Ama artık Yalova’da yazlıkçı yok. Üstelik gelen yazlıkçılarda alışverişlerini esnaflardan değil artık süper marketlerden, yapıyor. Hiç Yalova’ya gelen zenginin yada Yalova’da varlıklı ailelerin mahallesinden alışveriş yaptığına tanık oldunuz mu bugüne kadar? Yalova’nın zengini arabasına atlayıp, bagajını süper marketten doldurup evine öyle geliyor.

 

Sokak aralarındaki, caddelerdeki esnaflara bugün şöyle bir göz atın, sattıkları birkaç kaç kalem mal var. Onlarda acil ihtiyaç olan sigara, gazete yada ekmek gibi ürünler.

 

Ehlikeyif Esnaf Olmak
Bugün şöyle bir etrafınıza bakın Yalova’da esnaf 30 yıl önce ne yapıyorsa yine aynı tavrı sergiliyor.

 

Hatta bazıları kendilerini geliştirmek, yeniliğe doğru adım atmak yerine daha da geriye gittiğine tanık oluyoruz. Her sokak, her apartman başında aynı sektöre bağlı olarak bir çok işyeri bulunuyor Yalova’da. Esnaflar geçmiş yıllarda olduğu gibi müşterinin bir gün kapısını nasılsa çalacağı beklentisi içersine girmişler. Ve büyük bir yanılgı içersine girdikleri de zaten açık bir şekilde ortada. Elbet böyle düşünmemin birkaç nedeni olduğunu hemen sıralayabilirim.

 

Bir kere Yalova’da önemli bir esnaf kesimi çok ehli keyiftir. Yani uykusuna meraklıdır. Sabah erkenden işyeri açmak, temizlik yapmak bu işler biraz terstir bazılarına. Hele müşterinin yüzüne gülmek, selam vermek abestir.

 

Onlar için en iyi müşteri, ne istediğini hemen söyleyen ve bozuk parayı üzerinden eksik etmeyen kişidir. Öyle iki ekmek alıp poşet istemek, üstelik bütün para vermek hakaret sayılır muhterem zatlara. Suratlar asık olduğu gibi, önlükmüş, eldivenmiş bunlar boş işler.

 

Önce açık deterjanı dolduracaksın boş bir meşrubat şişesine, sonra da çamaşır suyunu vereceksin naylon poşet içerisinde, daha sonraki müşteriyi de ellerinle peyniri kesip saracaksın gazete kağıdına….

 

Eğer tüm bunlardan sonra sıkıysa bir de kredi kartı uzatın bakalım. Alacağınız yanıt büyük bir olasılıkla şöyle olur: “Yav kardeşim niye daha önce kredi kartı ile alışveriş yapacağını söylemedin. Bende keş çalışır keşş”.

 

Yalova’nın en işlek caddesindeki her hangi bir esnafa yolunuz düşmüştür mutlaka. Visa, Kredi kartı geçerlidir diye bir etiket bile görürsünüz kimi işyerlerinde.  İşte buralarda sıkıysa 5 milyonun altında alışveriş yapıp bu kredi kartını uzatın. Bir çok işyerinde “Ya pos makinesi arızalıdır, yada telefon…”

 

Yalova esnafının bir bölümü ehli keyif olduğu gibi gösterişi de meraklıdır hani. Evinden birkaç yüz metre uzaklıktaki işyerine özel aracıyla gelir ve aracını kendi kapısı önüne park eder. Niye kendi işyeri önüne bir başkası park etsin ki!

 

Başkalarına o fırsatı tanımayacaksın. Ana caddede trafiği sıkıştıracaksın ki, park yeri kalmasın.

 

Hatta mümkünse aracını işyerinin tam önüne, mümkünse kaldırama park edeceksin ki, araçsız müşteri de işyerine girmekte zorlansın. Eğer aracın yoksa raflara koyman gereken paketleri tam kaldırımın üstüne, işyeri kapısının önüne yığacaksın.

 

Ne olur ne olmaz! Aksi halde yolunu şaşıran biri alışveriş yapmaya yeltenmesin hani. Yani müşteriyi kendi işyerine sokmamak için ne mümkünse yapacaksın.

 

Örneğin Yalova’da arabacılar sokağı. Gidin bakın bir ara.
Buradaki işyerlerinde genellikle bir insanın elde taşıyamayacağı malzemeler satılır. Yani oraya gidenler mutlaka bir araçla gidip alışverişini yapmak zorunda. Eğer tabi ki Arabacılar sokağına girme yeteneği ve becerisi varsa. Tüm işyerlerinin önünde mutlaka bir barikat bulunur. Maksat buraya alışveriş yapmak isteyenleri uzaklaştırmaktır. İşyeri sahibi önce aracını park eder kapısına. Sonra da bununla yetinmeyip, hortumları, banyo takımlarını yada el arabalarını koyar yol kenarlarına. Sonra da oturup müşteri beklenir. Ama hiç düşünmezler ki müşteri bu dar sokağa nasıl girecek, nasıl park edip alışveriş yapacak. Ehh o da müşterinin sorunu.

 

Müşteri park yeri bulamadığı için park yeri olan ya da müsait bulduğu bir karayolu üzerinden ya da büyük mağazalardan birinden alışveriş yapmayı tercih eder tabi ki. Bunun bir çok örneğini sıralayabiliriz Yalova’da.

 

Hal böyleyken bu gerçekleri görmezden gelmek, yani iş yok deyip kestirip atmak, süper marketler artık hortum, muşamba, iğne iplik satmaya başladı deyip serzenişte bulunmak ne kadar doğru bir yaklaşım biçimi olur.

 

Kısaca Yalova esnafının bugüne geldiği noktada bir suçlu aranacaksa bunun yanıtı ayna da olmalı.

 

Esnaf, müşteriyi alışveriş yaptırmamak için elinden gelen tüm gayreti göstermiyor mu Yalova’da?

 

Şimdi bir kez daha düşünün?
Yalova esnafı öldü mü?
Yoksa intihar mı etti!

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!