Yalova'nın Tozlu Sayfaları...
Bir kentin hafızası olmazsa, geleceğin belirlenmesi de o kent için oldukça zordur. O yüzden bir kentin geçmişten gelen birikimlerin muhafaza edilmesi, gelecek kuşaklara aktarılması aynı zamanda o kentin belleğini de oluşturur. Ne yazikki, bu konuda yeterli bir çalışmanın Yalova'da yapıldığını söylemek mümkün değildir.
Bir kentin hafızası olmazsa, geleceğin belirlenmesi de o kent için oldukça zordur. O yüzden bir kentin geçmişten gelen birikimlerin muhafaza edilmesi, gelecek kuşaklara aktarılması aynı zamanda o kentin belleğini de oluşturur. Ne yazikki, bu konuda yeterli bir çalışmanın Yalova'da yapıldığını söylemek mümkün değildir. Geçmişle gelecek arasındaki köprü olan kent hafızasının diri tutulması amacıyla uzun yıllardır yaptığım çalışmaları kendime ait web sayfamda zaman zaman sizlerle paylaşıyorum. Ancak, üzülerek ifade etmeliyim ki, Yalova'nın kanaat önderleri gibi eşrafımız da giderek yok olmaktadır.
Toplumsal hafızamızın ve kentin belleğinin oluşturulmasında, elbet tarihçiler, akademisyenler kadar kadar gazetecilerinde tarihsel bir sorumluluğu vardır. Çünkü gazeteci tarihe tanık olan bireydir. Bir gazetecinin görevi sadece haber yapmak değil, aynı zamanda yaşadığı kentin hafızasına katkı sunmak da olmalıdır. 40 Yıllık gazetecilik yaşamımının son 20 yılında Yalova'nın hafızasını oluşturmak için Yalova'nın büyükleri ve kanat önderleri ile video söyleşiler yaparak yaşadıkları dönemleri okuyucularıma aktarmaya çalışıyorum. Bir bakıma geçmişi, geleceğe taşımaya, Yalova'nın eski değerlerini gelecek kuşaklara aktarmaya, bireysel çabalarımla Yalova'nın bir sözlü tarihini oluşturmaya çalışıyorum. Yıllar önce yaptığım video söyleşilerine katılan bu güzel insanlarımızın büyük bir bölümü ne yazıkki aramızdan ayrıldılar. Ama; geçmiş yıllarda yaptıkları açıklamalarıyla sesleriyle düşünceleriyle bugün halen aramızdalar....
Gazeteciliğe başladığım 1985 yılından buyana Yalova'nın arşivini oluşturmaya çalıştım. Önce kendi arşivimi sonra da Yalova'nın arşivini değerlendirerek 1998-2001 yılları arasında her yıl "belgesel" nitelikli 4 kitap yayınladım. Sonrasında ise her yıl bir kitap yazmak yerine günlük yazılar yazmayı ve haberciliği ve Yalova'nın kanaat önderleriyle video söyleşiler yapmayı tercih ettim. Yaptığım video söyleşiler Yalova Press Editörü Ebru Kaplan'ın dikkatini çekmiş. Kendisi benden rica etti. Ve hazırladığı "Yalova'nın Tozlu Sayfaları " programına katkı sunmamı isteyerek geçmiş yıllardaki çekilmiş videolarımı kullanmak için izin istedi. Hazırladığı "Yalova'nın Tozlu Sayfaları"nda zaman zaman konuk olarak Yalova'da iz bırakmış insanlarımızı bugünün kuşağına anlatmaya çalışıyorum. Yalova'nın tozlu sayfalarını aralayarak Çoban Mustafa, Yalova Tarzanı ve eski başkanlardan Rahmi Üstel ve Yılmaz Tüzünataç'ı'i anlatan dört ayrı çekimler gerçekleştirdik. İsterseniz gelin bu videolara da bir göz atalım.
Çoban Mustafa ( Mustafa Demir)
Kendisini yakından tanıma olanağı bulduğum ve zaman zaman sohbet ettiğim Atatürk'ün Çoban Mustafa'sını hepimiz anımsarız. Atatürk’ün çobanlık yaparken 1929 yılında Yalova’da rastlayıp tanıştığı ve sonrasında okutup, Yarbay olarak ordudan emekli olan, adı tarih kitaplarında Çoban Mustafa olarak bilinen ve Atatürk’ün Himayesinde büyüyen Yalovalı Çoban Mustafa Emekli Yarbay Mustafa Demir,1954 yılında, Makbule Atadan tarafından manevi evlat olarak kabul edildi. Çoban Mustafa. 1960 yılında kalp rahatsızlığı nedeniyle Yarbay rütbesindeyken emekliye ayrıldı ve ömrünün son yıllarını Yalova’da geçirdi. 15 Ocak 1987’de yaşamını yitirdi ve Yalova’da toprağa verildi. Ayrıntıları aşağıdaki videoda bulabilirsiniz.
x
Yalova Tarzanı ( Zekeriya Pehlivan)
Yalova Tarzanı Zekeriya’yı bugünün kuşağı pek tanımaz. 2001 yılında aramızdan ayrılan Yalova Tarzanı Zekerya Pehlivan’ı yakından tanıma olanağı buldum. O hep yalnız yaşadı. Son nefesine kadar da hiç kimseye muhtaç olmadan, hiç kimseden hiçbir şey talep etmeden yaşadı. Bir sabah Hacımehmet Ovasında bir barakada açlıktan ve soğuktan öldüğünde ise cesedi 3 gün sonra bulundu. 1954 yılında Yugoslavya’nın Resne şehrinden Yalova’ya 15 yaşında geldiğinde “İşte Benim Memleketim” demişti Yalova Tarzanı. Yalova’yı bağrına basmış, Yalova’da onu kucaklamıştı. Yalova’yı hep bir yar gibi sevmiş, bir ana gibi kucaklamıştı. Kim bilir belki de o yüzden hiç evlenmemişti Yalova Tarzanı. Tarzan'ın sadece atı ve köpeği vardı. 2001 Yılında yine bir gecekonduda yaşama veda ederken, yanında sadece atı ve köpeği vardı. Hiç kimseye muhtaç olmadan, hiç kimseden hiçbir şey talep etmeden yaşadı Yalova Tarzanı. Şimdi arkasında bir çok dostluklar, anlatılacak bir o kadar çok öyküler bıraktı bizlere...Ayrıntıları aşağıdaki videoda bulabilirsiniz.
Rahmi Üstel ( Yalova eski Belediye Başkanı )
Yalova'da bugüne kadar en uzun süreyle 14 yıl Belediye Başkanlığını yapan Rahmi Üstel, 1921 Yılında Yalova'da doğup, 1991 yılında Yalova'da hayatını kaybetti. İlk kez 1951-1952 yılları arasında CHP'den Belediye Başkanlığını yaptı. 1963-1968 Yılları arasında CHP'den belediye başkanlığını kazanan Rahmi Üstel, 1968-1973 yılları arasında da tekrardan CHP'ren belediye başkanlığı görevinde bulundu. 1973 Yılında, CHP'nin Mehmet Durmam'ı aday göstermesi üzerine 1973 Yılında AP'sinden Yalova belediye başkan adayı oldu ve ilk kez seçim kaybetti. 1977-1980 yılları arasında bu kez yeniden AP'sinden belediye Başkan adayı olan Rahmi Üstel seçimleri yeniden kazandı. 1980 darbesi ile birlikte darbeciler tarafından görevden alınarak yerine Sümerbank Müdürü Orhan Kurt Yalova belediye başkanı olarak atandı. Ayrıntıları aşağıdaki videoda bulabilirsiniz.
Yılmaz Tüzünataç ( Sefalı Yılmaz)
Yalova’nın ilk Belediye Başkanlarından Sefa Tüzünataç’ın oğlu, ünlü sanatçı Berrak Tüzünataç'ın dedesi Yılmaz Tüzünataç, 1929 Yalova doğumlu. 2016 Yılında hayatını kaybetti. 1942-1950 Yılları arasında görev yapan Yalova’nın ilk Belediye Başkanlarından Sefa Tüzünataç’ın oğlu olan Yılmaz Tüzünataç, aynı zamanda Yalovaspor kurucusu Kayaspor'un ünlü oyurncularından birisiydi. Atatürk'ün Yalova'ya geldiğini hatırlayan ve o dönemleri anlatan Yılmaz Tüzünataç, Yalova’da tek bir bakkalın olduğu dönemlerden, günümüze uzanan tarihsel yolculuğu anlatırken, gözleri dolarak bizleri nostaljik bir yolculuğa götürüyor ve geçmişe olan özlemlerini aktarıyor..
1 Yorum
Ebru Kaplan
23.05.2024 19:35:09
Duayen gazetecimiz sayın hocam siz bu 2 oda bir salon olan Yalova da büyük bir bilgi hazinesi olarak bana destek olduğunuz için çok mutlu ve gururluyum. Sizin geniş bilgilerinizden yararlanmak, öğrenmek her basın yolunda ilerleyenlerin alması gereken ders olmalıdır. Ben bu dersi alan en şanslı bir insanım Teşekkür ederim . Hep yanımda oldugunuz için. İyi ki varsınız hocam. Saygılarımla