Yalovalı Olma Suçu!
Yalovalı Olma Suçu!
18 Eylül 2007 Salı 01:00:00

Son dönemlerde, Yalova ve Yalovalılık hakkında yazılar yazanlar, nedense yine kendini Yalovalı olarak tanımlayanlarca neredeyse linç edilecek. Yapılan eleştiri ve yorumları okuduğumda inanın Yalova’da yaşayan bir Yalovalı olarak korkar oldum. Üreten, yazan, eleştiren, Yalovalılık bilincini geliştirmeye çalışan, Yalova’nın geleceği için çaba sarf edenler giderek iteklenerek bir köşeye sıkıştırılıp etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor. Ve bu konuda da oldukça başarılı olduklarını da söyleyebilirim. Üreten, düşünen ve sorgulayan insanlara yönelik karalama kampanyası sürdürerek; “Yazmama, Araştırmama, Konuşmama" çağrıları yaparak, klavyelerinden iğrenç ve öfke dolu ifadeler bilgisayar ekranlara yansıyor bugünlerde.

Evde Örgü Örmek!
Örnek vermek gerekirse, Sevgili Kardeşim Ahmet Özsümer, bundan 2 yıl önce, Yalovamiz.com sayfalarında yazarlık yaparak bizlerle düşüncelerini paylaştı. Yalova’nın geleceği için kafa yordu. Çözüm önerileri sundu, kimi zamanda eleştireler getirdi. Ahmet Özsümer, aynen benim yaptığım gibi yüksek sesle düşünerek düşüncelerini ekranlara yansıttı. Bence de çok başarılı oldu. İşte zaten sorun da burada yatıyordu. Yalova için kafa yoran, Yalova için düşünen, Yalova için üreten insanlar belirli bir kitle tarafından hedef alınarak, iğrenç yorumlarla “Sen yazma, git evinde örgü ör" gibilerinden yorumlar yapılarak Ahmet ve diğer arkadaşlarımızı karalamak ve düşünce dünyasından soğutmak istiyorlar. Bu karalamalar, sadece Ahmet Özsümer için değil, Yalovamiz.Com’da yazan bir çok arkadaşımız için geçerli. Çünkü; bu yönde eleştirilerin giderek attığına ne yazık ki, tanık oluyoruz sayfalarımızda. Ve her şeye rağmen, okurun yorum hakkına saygı duyarak bu yorumları yayınlama cesaretini de gösteriyoruz.

 

Suçluyuz, Çünkü Yalovalıyız!
Evet biz suçluyuz, suçlarımız çok büyük! Çünkü bizler, Yalovalı ve Yalova için üretiyor, düşünüyoruz. Kendi Memleketimizde azınlıkta kalmamıza karşın, Yalovalı olanların tamamen sesinin kesilmesini istiyorlar. Bu eleştirilerden elbet ben de kendime düşen payı alıyorum. Çünkü, bizler suçluyuz.! Yalovalı olma suçunu organize bir şekilde bu sitede işliyoruz. Ve suçların en büyük olanı “Daha Çağdaş ve Yaşanabilir Bir Yalova İçin Neler Yapılabilir" ana başlıklı manifestomuzda yer alan maddeleri tek tek elbirliği ile işliyoruz. Yalova’da yaşayıp, bir türlü Yalovalı olma becerisini gösteremeyenlerin artık destekçilerin de olduğunu görüyoruz. Kendini Yalovalı olarak tanımlamasına karşı, Yalova insanının başarısını hazmedemeyen, kendinden bir gömlek üstün olmasını kabullenemeyenlerle birlikte el ele, kol kola olan sözde Yalovalılar, şimdi Yalova caddelerinde onlarla birlikte "Linç" naraları atıyorlar.

 

Peki Kimdir Yalovalı !
Bu sitede tüm yazarlarımızın söz birliği etmişçesine sürekli olarak ”Yalova’da yaşayan, kendini Yalovalı olarak hisseden, Yalova için yüreği atan herkes Yalovalıdır" vurgusu yaptık. Bu sözün dışında Yalovalılık konusunda farklı bir anlayış yapılmadı bugüne kadar. Ancak yine de Yalova’da yaşayan en yeni bir Yalovalıdan Yalovalılık tanımını duymak ister misiniz.? 03 Aralık 2006 Pazar günü, Yalova Halk Eğitim Merkezinde Esnaf sorunları tartışılıyor. Bir ara hiç tanımadığım ve ilk kez gördüğüm Osman Taşdemir adlı bir vatandaş söz alarak çıkıyor kürsüye ve şöyle konuşuyor:

 

“Ben Yalova’ya 4 yıl önce geldim. Kendimi Yalovalı olarak görüyorum. Burada yaşıyorum, burada kazanıyorum, burada üzülüyorum. Çünkü ben artık Yalovalıyım. İşyerimde Yalovalılar çalışıyor. Onlar adına da üzülüyorum. Çünkü ben fazla para kazanamıyorum. Karizma İş Merkezinde çanta ve ayakkabı satıyorum. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde iş yeri açtım.Mağaza zincirlerim vardı. Yalova’ya gelince hayran kaldım. Tüm işyerleri mi kapatıp, Yalova’ya yerleştim. Yalova insanının işsiz, güçsüz oluşu beni çok üzüyor. 4 yıldan bu yana Yalova gündemini takip ediyorum. Hiçbir şey yapılmadı. Burada hep aynı insanları görüyorum. Değişik simalara rastlamadım. Her gün, bir günün benzeri. Çanta ve ayakkabı sattığımı söylemiştim. Ben her gün aynı kişiye ayakkabı satamam ki? Yalova’nın ekonomisi bozuk olunca ticari hayatı da, sosyal yaşamı da olumsuz oluyor. Bu salonda oda başkanlarını hepsi burada. Ne olur birlik olun. Yalova’nın geleceğini, Yalova gençliğini düşünün?”

 

Ya Biz Yazsaydık!
İşte bu yukarıdaki sözleri söyleyen ve henüz tanımadığım ancak o günden sonra hemen hemen Karizma İş Merkezinde her gün gördüğüm Osman Taşdemir’i, o gün hayranlıkla dinledim. Salondakilerin önemli bir kısmının “İşte Yalovalık Bu” olsa gerek diye düşündüğünü de hissettim. Bu düşüncelerimi de salondan yükselen alkış sesleri beni haklı çıkartıyordu. Sonradan farkına vardım ki, pek alışkanlığım olmadığından konuşmacıyı alkışladığımın farkına vardım. 4 yıldan bu yana Yalova’da yaşayan bir işadamı, uzun yıllardan beri Yalova’da yaşayanlardan daha fazla bir sorumluluk üstlenip salonda adeta suratımıza bir tokat atar gibi Yalova için çığlık atıyordu. İşte kimdir Yalovalı sorusuna, 4 yıllık Yalovalının verdiği en anlamlı yanıt bu olsa gerek. Ancak yine de düşünmedim değil; bu sözleri 4 yıllık Yalovalı değil de, Ben, Ahmet, Vefa, Alper, İdris veya başka bir arkadaşımız yazmış olsaydı büyük bir olasılıkla yine Yalova Milliyetçiliği yaptığımız vurgusu yapılacak, belki de Yalova haini olarak ilan edilecektik.

 

Yalova’yı Karşılıksız Sevmek
Unutmadan vurgu yapmak gerek ki, Yalovalı olmak için sadece Yalova’da yaşayıp nefes almak yeterli değildir. Yalova’nın kamuya açık sosyal tesislerini korumak, Sosyal ve ekonomik anlamda paylaşımcı olmak da önemli faktörlerdir. Aksi halde, Yalova’da yaşamasına karşı, Yalova’nın olanaklarını iliklerine kadar sömürüp, kendi yandaşlarına çıkar sağlayanlar, Yalova’ya hiç bir katkı sağlamayıp aşiret gücünü güvenip, Yalova ve Yalovalılara sövenler de bu durumda salt Yalova’da yaşadıkları için Yalovalı olarak tanımlamak da mümkün olacaktır?

 

Biliyorum ki; bu yazımdan sonra da, Yalova’nın olanaklarını iliklerine kadar sömürüp, kendi yandaşlarına çıkar sağlayanların ittifakçı “Yalovalı” dostları yine alttan vurup eleştiri yağmuruna tutacaklar. Mesnetsiz iddialarda bulunacaklar. Azınlıkta kalan Yalovalılara seslenip “Yalova’yı Terk Et“ naraları atma cesaretini de kendinde bulacaklar.

 

Evet Biz Suçluyuz?
Evet biz suçluyuz, suçumuz çok büyük!
Çünkü bizler; Yalovalı ve Yalova için üretiyor, düşünüyoruz.
Bizim Atalarımızda suçluydu; Yalova’da yaşadıkları için.
Biz suçluyuz; babalarımızın mezarları Yalova’da olduğu için.
Biz suçluyuz; çocuklarımız Yalova’da çalıştığı için.
Biz suçluyuz; Kendi memleketimizde azınlıkta kaldığımız için..
Biz suçluyuz; Yalova’yı bir ana gibi sevip, bir yar gibi kucakladığımız için…

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!