Yalovam & YaloVAN
yalova
Dünyanın neresine giderseniz gidin kan ve gözyaşının aynı renkte olduğunu görürsünüz…..
Bir Annenin Feryadı, Bir Çocuğun Çığlığı Dünyanın her tarafında aynı acıyı verir insanoğluna.
17 Ağustos 1999’da yaşadığımız felaketi, 23 Ekim 2011’de şimdi Van halkı yaşıyor.
Kendilerini evlerinden dışarı atarak feryatlar içersinde bağıran, enkazlar arasında bir yakınını arayan ve enkazları tırnaklarıyla kazıyan bir babanın evladına son sarılışı ve haykırışını gördük televizyon ekranlarından…
17 Ağustos 1999 Depreminde yaşadığımız acıyı şimdi Van halkı yaşıyor ve yaşamaya da devam edecek….
Gün ağarınca, Kamu binalarının, Hastanelerin, Camilerin, Okulların, Öğrenci yurtlarının ilk yıkılan binalar olduğunu göreceğiz…
Tıpkı Yalova’da Olduğu Gibi….
Bugun, henüz Van Depreminin 1. Günü…
Bundan sonra yaşanacaklar bellidir aslında…
İlk önce Müteahhitlerin kaçtığı öğrenilecek kentte....
Sonra birkaç soruşturmanın açılacağı öğrenilecek…
Ve sonra da bir Göçer gibi günah keçisi bulunacak göçmüş kentte ..
Tıpkı Yalova’da Olduğu Gibi….
Her depremde olduğu gibi deprem bölgesine ilk ulaşan, yağmacılar, talancılar ve fırsatçılar olacak aynen Yalova’da olduğu gibi..
Önce depremin şiddeti sonra ölü sayısı düşürülecek...
Sonra yavaş yavaş artacak her ikisi de...
Daha sonra siyasiler boy gösterecek enkazlar arasında…
Sonra TV ekranlarında yardım kampanyaları açılacak...
Uluslararası kurum ve kuruluşlar devreye girecek...
Yardım yağacak deprem bölgesine...
Ama hiç kimse bilmeyecek ne yardımları nede ölü sayısını...
Sonra da yeni deprem vergileri çıkartılacak belki de kim bilir sonsuza dek kalıcı olarak….
Tıpkı Yalova’da Olduğu Gibi….
Önce, yaraların sarılmaya başlanacağı açıklanacak...
Sonra da Çadırkentler kurulacak deprem bölgesine...
Depremzedeler Çadır kentlere giremeden….
İhale tüccarları devreye girecek deprem bölgesinde...
Hasarlı okul ve kamu binaların güçlendirme ihalelerini almak için bir araya gelecekler...
Birileri ihaleleri, diğerleri de deprem yardımlarını paylaşacaklar….
Depremzedeler, soğuk kış gecelerinde açlıktan ve soğuktan tir tir titreyerek yardım beklerken…
Depremzadeler, aldıkları ihaleleri ve talan ettikleri yardımların rehavetini yaşayacaklar..
Tıpkı Yalova’da Olduğu Gibi….
Çadırkentlerden prefabrik konutlara geçmek isterken, Depremzedeler değil, önce ağalar devreye girecek..
Evleri yıkılanlara değil, öncelikli olarak siyasi nüfusu güçlü olanlara tahsis edilecek prefabrik konutlar.
Yaza girerken hep birlikte haykıracaklar bunun bir doğal afet olmayıp, ilahi bir adalet olduğunu....
Sonra hasarlı binalara makyaj yapıp, hasarlı binaların giriş kapılarına kocaman bir nazar boncuğu asacaklar…
Enkazlar kaldırıldıktan sonra da…
Kim bilir belki de bir deprem anıtı yapacaklar….
Bu yaşanan felaketi unutmamak için……
Bir yıl sonra…
Çok katlı yapılaşmanın önüne geçecekler…
Burası deprem bölgesi diyecekler…
Birkaç yıl sonra ise…
Ovaları çok katlı yapılaşmaya açacaklar…
Daha sonra da unutacaklar depremi …
Ve sonra bizler gibi bir başka büyük depremi bekleyecekler…
Tıpkı Yalova’da Olduğu Gibi….
0 Yorum