1999 DEPREMDE ENKAZDAN ÇIKAN YÜKSEL ER

Yalova SMMM Odası Yönetim Kurul Üyesi Yüksel Er'i sadece Yalovalılar değil, Türkiye 17 Ağustos 1999 depremiyle tanımış oldu. Yüksel Er,  Marmara Depreminde umudun ve direncin sembolü oldu.

üksel Er, enkaz altında kaldığı 98 saat sonra kurtarıldıktan sonra, duruşu ve tavrıyla sorgulayan kimliği ile depremzedelerin sesi olmuştu. 22 Yıl önce, kurtarılma çalışmalarına bizzat katılmış ve tanık olmuştum. Malazgirt caddesinde oturduğu Gök apartmanı enkaz haline gelirken eşi Işık, kızı Ayşe Ecem Er deprem anında yaşamını yitirmişti. Sonraki saatlerde önce Eser, sonra da Yüksel Er, 98 saat sonra enkaz altından sağ çıkmayı başarabildi.

O günlerde; Yüksel Er’in hayatından umudunu kesen ailesi, Yüksel, Işık ve Ayşe Ecem Er için Kızılay Yalova Şubesine giderek 3 kişilik, defin ruhsat ve kefen talebinde bulunur.  Ancak O dönemin Kızılay yetkilileri, Kefen parası talep eder. Para makbuzu kesilirken de görevli 5 yaşındaki Ayşe Ecem için kefen parası almaz ve şöyle der: “Buda bizden olsun” Defin işlemleri için hazırlıklar yapılırken Yüksel Er enkazdan kurtarılarak, kızı ve eşini toprağa verirken Kızılay’ın kefen makbuzunu gördüğü an ağzından şu cümleler çıkar:“İşte şimdi ben öldüm”

17 Ağustos 1999 depreminde 14 yaşındaki oğlu Eser’le birlikte enkaz altında kalan ve enkaz altında oğluyla sürekli konuşarak onu cesaretlendiren ve hayata tutulmasını sağlayan Yüksel Er, oğlunun kurtarılmasının ardından enkaz altında tek başına  günler süren yaşam mücadelesini anlatırken, yeniden o günleri yaşıyor. Oturduğu evin ailesine mezar yapan müteahhitlerin yargılanmadan serbestçe halen müteahhit yapmalarına tepkisini göstererek “ Olası bir depremde binlerce insan oturdukları evlerinin bir gün kendilerine mezar olacağını bilmiyorlar” diye yakınıyor

İşte Yüksel Er, enkazda yaşadığı 98 saati şöyle anlatıyor. TIKLAYIN 

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!